Ramazan Ayı kazançlarımızı nasıl elimizde tutarız? Ramazan'dan sonra Müslümanın dikkat etmesi gereken hususlar nelerdir?

Ramazan’dan sonra zincirlerinden çözülecek olan bozguncu şeytan, mü’minlerin bu mübârek ayda biriktirdikleri sevap hazinelerini boşa çıkarmak için fırsat arayacaktır.

Kaybedenlerden olmamak için, Ramazan terbiyesi altında geçirilen mânevî hâtıraları hiçbir zaman unutmamamız lâzımdır.

Mirzâ Mazhar Cân-ı Cânân Hazretleri şöyle buyurur:

“Ramazân-ı şerif; zikirle uyanık olarak geçirilirse, senenin kalan kısmında da bu güzel hâl devam eder. Eğer bu ayda bir kusur ve gevşeklik olursa, bunun izi bütün sene boyunca görülür.”

Hâsılı;

Ramazân-ı şerîfin kabul olmasının en bariz alâmeti; hiç şüphesiz ki oruçlar, ibâdetler, tilâvetler, Allah yolunda gayretler, bolca infak ve hayırlarla dolu dolu yaşanmış olan bir Ramazân-ı şeriften sonra da o mübârek aydaki güzel hâli, gayretleri, rûhâniyeti ve şevki aynen devam ettirebilmektir.

Hazret-i Mevlânâ da şöyle buyurur:

“İbâdetin kabul ediliş alâmeti; o ibâdetten sonra hemen başka ibâdete girişmek, birbiri ardınca durmadan hayırlara koşmaktır.”

Şunu da unutmamak lâzım:

Bütün ibâdetlerimizin, gayretlerimizin ve duâlarımızın kabulü; Cenâb-ı Hakk’a karşı kalbî samimiyet ve ihlâsımız nisbetindedir.

Yani;

Bütün ibâdetlerimiz Cenâb-ı Hakk’ın kabulüne muhtaçtır. Bunun da şartı, hakkıyla takvâ ve kulluğumuzda son nefese kadar istikrardır.

Zira Rabbimiz; cennetine davet ederken, kulundan rızâ ve teslîmiyet ister ve şöyle buyurur:

“Ey itmi’nâna ermiş nefis! (Hayatın bütün med ve cezirlerinde) sen O’ndan hoşnut, O da senden hoşnut olarak Rabbine dön! (Sâlih) kullarım arasına katıl ve cennetime gir!” (el-Fecr, 27-30)

Son demlerinde Hâlid-i Bağdâdî Hazretleri’nin şu ifadeleri ne kadar mânidardır:

“Hiçbir amelime güvenmiyorum, sadece Allâh’ın rahmetine sığınıyorum.”

Bu sebeple Ramazân-ı şerîfi bütün seneye ve ömre yaymak lâzımdır.

  • Sıhhati elverenler; Şevval oruçlarından başlayarak nâfile oruçlarla, Ramazân’ın sıyâm iklimini devam ettirme gayretinde olmalıdır.
  • Terâvih ve seherlerde îtiyâdın arttığı huşû içinde namaz iştiyâkı devam ettirilmelidir.
  • Bilhassa cemaatle namazdan fire verilmemelidir.
  • İnfakları Ramazân’a mahsus tutmayıp, her zaman ümmet-i Muhammed’in kimsesiz, çaresiz ve mahrumlarının imdâdına koşmalıdır.
  • Ramazân’ı fırsat bilerek, terk edilen küçük-büyük günahlar ve kötü alışkanlıklara bir daha asla başlanmamalıdır. Ettiğimiz tevbelere sadâkat gösterilmelidir.
  • Geçen sene Ramazân-ı şerîfi beraberce idrâk ettiğimiz birçok akraba ve ahbabımızın bu seneki Ramazân’a yetişemeden, dâr-ı bekāya irtihâl ettiklerini ibretle tefekkür edip, her ibâdetimizi «dünyaya vedâ eden kişi» hassâsiyetiyle edâ etme şuurunda olmalıyız.

Cenâb-ı Hak, Kadir Gecesi’ni ihyâ edenlerden ve seksen üç senelik ecre nâil olanlardan eylesin. Dünyada yaşattığı ulvî bayramları, son nefes ve ebediyet bayramlarına dönüştürsün! Âmîn!..