Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinde bulunan 500 yıllık Çifte Han, geçmişin mesleki dayanışma kültürünü bugün neredeyse tek bir ustanın omuzlarında taşıyor. Halk arasında “Borsa Hanı” olarak da bilinen tarihi han, günümüzde 50 yıllık elektrik ustası Alişan Buğdaycı’nın çabalarıyla hayata tutunuyor.
“8 Yaşında Çırak Olarak Başladım”
Mesleğe henüz 8 yaşındayken başladığını belirten Alişan Buğdaycı, o dönemin usta-çırak ilişkisini şöyle anlatıyor:
“Babam beni ustanın yanına çırak olarak verdiğinde küçüktüm. O zamanlar ustalar çok otoriterdi. Ustamızdan korktuğumuz kadar babamızdan korkmazdık. Ama mesleği iyi öğretirlerdi. ‘Öğrenmezsen aç kalırsın’ derlerdi. Biz de hem saygı hem emekle işi öğrendik. 50 yıldır burada ekmeğimi kazanıyorum.”
Eskiden 20 Dükkân Vardı, Şimdi Sadece O Kaldı
Siyah ve beyaz taşlarla bezeme kullanılmadan inşa edilen Çifte Han, bir dönem 20’ye yakın dükkâna ev sahipliği yapıyordu. Zamanla dükkânlar kapandı, bazı bölümler depo olarak kullanılmaya başlandı.
Han’da bugün yalnızca Alişan Buğdaycı’nın dükkânı açık. Yarım asırlık usta, hem mesleğini hem de han kültürünü yaşatan son temsilcilerden biri.
“Çırak Gelmiyor, Gençler Sabırsız”
Buğdaycı, zanaat aktarımının neden son bulduğunu ise şu sözlerle özetliyor:
“Eskiden her ustanın yanında mutlaka iki çırak olurdu. Çırak dinler, sabreder, öğrenirdi. Şimdi gençler iki gün geliyor, üçüncü gün bırakıp gidiyor. Emek vermek istemiyorlar. Çırak yetişmeyince meslek de kültür de yok oluyor.”
Tarihi Han Direnmeye Devam Ediyor
Sur’un taş sokaklarında, geçmişten bugüne işleyen bir hafıza gibi duran Çifte Han, Buğdaycı’nın varlığıyla ayakta kalmaya devam ediyor. Onun tezgâhında yalnızca kablolar ve aletler değil; bir dönemin çalışma ahlakı, saygı ve ustalık geleneği de korunuyor.
Diyarbakır’ın kültürel mirasını yansıtan han, zanaatkârların elinden eline aktarılan mesleki dayanışma kültürünü yaşatmayı sürdürüyor — en azından şimdİ