Diyarbakır’da her geçen gün artan sahipsiz hayvan sayısı, sokaklarda yeni bir sessizliği beraberinde getirirken; bu sessizliği duyan, gören ve hisseden bir kesim var: Gönüllü hayvanseverler. Kimi cebinden harcıyor, kimi artan yemeğini bölüyor, kimi ise tek başına bir bidon suyla yola çıkıyor. Amaçları ortak: Sokak hayvanlarını yalnız bırakmamak.
Kent genelinde her mahallede bir ya da birkaç gönüllü, sokak hayvanları için mama bırakıyor, susuz kalmamaları için yol kenarlarına kaplar yerleştiriyor. Özellikle kedi ve köpeklerin yoğun olduğu park, boş arazi ve mezarlık çevrelerinde besleme rutin hâline gelmiş durumda. Sessiz dostların gözlerindeki minnettarlık ise bu çabanın en büyük karşılığı.
Bazı gönüllüler kendi imkânlarıyla ahşap kulübeler yaparak hayvanlara gölgelik alanlar sağlarken, bazıları sosyal medyada yaptıkları paylaşımlarla destek çağrısında bulunuyor. Yaz-kış demeden sürdürülen bu çaba, her geçen gün daha fazla kişinin dikkatini çekiyor.
Gönüllülerin belirttiğine göre, sokak hayvanlarının yalnızca mama ve suya değil, aynı zamanda ilgiye, bakıma ve korunmaya da ihtiyacı var. Özellikle hasta ya da yaralı hayvanlarla karşılaşıldığında gönüllüler, bazen kendi arabalarıyla veteriner kliniğine koşuyor.
Mahalle sakinlerinin çoğu bu çabayı desteklerken, bazı bölgelerde karşıt yaklaşımlar da olabiliyor. Ancak tüm zorluklara rağmen, bu gönüllü hareket Diyarbakır sokaklarında yaşamın sadece insanlar için olmadığını hatırlatıyor.
Hayvanseverler, bu duyarlılığın yayılması için küçük adımların bile önemli olduğuna dikkat çekerek, “Bir kap su, bir avuç mama, bir göz teması... Hepsi bir can için çok şey demek,” mesajını veriyor.