Hareketesizlik kemik erimesini tetikliyor! Hareketesizlik kemik erimesini tetikliyor!

Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Masum Öztürk, yalan söylemenin çocuklarda 8-11 yaşından sonra sık tekrarlanması durumunda endişe edilmesi gerektiğini belirtti. Öztürk, yalanın çocuklarda genellikle çıkar elde etmek veya birini kandırmak amacıyla yapılan bir eylem olduğunu vurgulayarak, küçük çocuklarda bu davranışın farklı nedenlere dayalı olabileceğini ifade etti. Ebeveynlerin şiddetli tepki vermesinin çocuğun doğruyu saklamasına veya yalan söylemesine yol açabileceğine dikkat çeken Öztürk, 8-11 yaşından sonra yalanın sık tekrarlanması, beraberinde davranış sorunları ve psikiyatrik belirtiler varsa endişe uyandırması gerektiğini söyledi.

Çocukların yalan söyleme davranışının farklı sebepleri olabileceğini vurgulayan Öztürk, küçük çocukların rol model aldığı kişilerden öğrendikleri küçük yalanlarla karşılaşabileceğini belirtti. Ayrıca, otoriter ve cezalandırıcı bir aile ortamında yetişen çocukların, doğruyu söylemekten veya hatalarını itiraf etmekten korktukları için yalana başvurabileceğini ifade etti. Ergenlik döneminde ise gençlerin kendilerine güvenilmediğini veya kişisel sınırlarının ihlal edildiğini hissettiklerinde yalan söyleme eğiliminde olabileceğine değinen Öztürk, bu dönemde aile içindeki çatışmaların da etkili olabileceğini belirtti.

Psikiyatrik bozukluklar arasında yer alan dürtüsel, hiperaktivite bozukluğu, davranış sorunları veya madde kullanımı olan çocuklarda yalan söylemenin görülebileceğini belirten Öztürk, bu durumların çocukların duygusal ve zihinsel sağlığını etkileyebileceğini ifade etti. Ebeveynlerin çocuklarından çok yüksek beklentilere girmelerinin, çocukların yalan söyleme eğilimine neden olabileceğine dikkat çeken Öztürk, çocukların yapamadıkları şeylerden dolayı suçlanmamaları ve olumsuz etiketlemelerden kaçınılması gerektiğini belirtti.

Öztürk, çocuklara dürüst olmaktan korkmamaları gerektiğini hissettirmenin önemine vurgu yaparak, ebeveynlerin çocuklarına örnek olmalarının ve yapıcı bir tutum sergilemelerinin gerekliliğini belirtti. Kötü etiketlemelerin çocukların davranışlarını olumsuz etkileyebileceğine dikkat çeken Öztürk, aile içi iletişimde sıcak bağların korunmasının önemine değindi. Çocukların kişiliğine odaklanmak yerine yapmış oldukları hatalara çözüm önerileriyle yaklaşılması gerektiğini ifade etti.

Öztürk, ebeveynlerin çocuklarına dürüst olmaları durumunda maddi veya manevi ödüllendirme pratiğini benimsemelerini önererek, çocukların doğruyu söyleme konusunda cesaretlendirilmesi gerektiğini belirtti. Sonuç olarak, ebeveynlerin çocuklarına sevgi ve ilgi göstermelerinin, onları anlamaya çalışmalarının, iletişimde açık olmalarının ve kötü etiketlemelerden kaçınmalarının önemine vurgu yaptı.

Kaynak: İLKHA