Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi, 20 Mayıs'ta yapılan karar duruşmasında tutuklu müteahhitler Sercan Erbey ve İlhami Dündar'a "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan verilen hapis cezası ve tutuksuz sanık arsa sahibi Seydo Bozkaya'nın aynı suçtan beraat etmesiyle ilgili gerekçeli kararını 28 sayfa olarak yayımladı.

Arazinin sahibinin herhangi bir dahili yok

Kararda, Bozkaya'nın depremde yıkılan binanın yer aldığı arazinin sahibi olduğu, kat karşılığı sanıklarla anlaştığı, ancak binanın yapımında veya sonrasında herhangi bir dahlinin olmadığı belirtilerek beraat kararı verildiği ifade edildi.

Mahkeme heyeti, 20 Mayıs'taki duruşmada oy birliğiyle alınan kararda iki sanığın "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 13 yıl 4'er ay hapisle cezalandırılmasına, bir kişinin de isnat edilen suçtan beraatine karar vermişti.

Diyarbakır'da "Topuz" operasyonu: 5 gözaltı Diyarbakır'da "Topuz" operasyonu: 5 gözaltı

Binanın kaçak, projesiz ve ruhsatsız olduğu tespit edildi

Sanıklar ve depremde hayatını kaybedenlerin yakınları ile tanıkların soruşturma ve dava aşamasındaki ifadelerine yer verilen kararda, bilirkişi raporuna dayanarak, “Dündar Apartmanı'nın ruhsatsız, projesiz ve kaçak olarak inşa edilmesi, malzeme özelliklerindeki yetersizlikler, uygulama ve işçilik hataları, binanın denetimsiz yapılması nedeniyle yıkıldığı tespit edilmiştir." ifadesi yer aldı.

Kararda ayrıca, binanın yapım aşamalarında sanıkların rolünün de değerlendirildiği belirtilerek şu ifadelere yer verildi:"Söz konusu binanın temeli ile zemin üstü dükkan ve 4 katının müteahhit Sercan Erbey tarafından yapıldığı, her iki sanığın kısmen ortak beyanlarıyla anlaşılmıştır. Binanın 10 katlı olarak sanık Erbey mi yoksa sanık Dündar tarafından mı yapıldığı tam olarak ispat edilememiş, ancak her iki sanığın beyanlarında ortak olan husus binanın tamamlanmasında yer aldıkları şeklinde belirlenmiştir. Kaçak olan binanın projesiz ve ruhsatsız olması, binada kullanılan malzemelerin eksikliği, bu eksikliğe rağmen binanın yüksek katlı yapılması ve binaya fazladan yük bindirilmesi (başta asansör olmak üzere diğer etken hususlar) karşısında yıkılan binada sanıkların kusurlu oldukları kabul edilmiştir. Sanıkların beyanlarının içeriği tam olarak ispat edilemediğinden kusur oranı mahkememizce ayrı ayrı yapılmamış, her iki sanığın da ortak kusurlu olduğu kabul edilmiştir."

Kararın sonuç kısmında şu ifadeler kullanıldı: "Binanın yapım aşamasında kullanılan malzemelerin yetersiz olduğu, binanın fazla katlı olması, asansör bulunması, elektrik ve kalorifer sistemlerinin eklenmesi karşısında binaya fazladan yük binmiştir. Binanın yapım aşamasında işçilerin yetersiz olması nedeniyle işçi hatalarının oluştuğu, sanıkların tüm bunları bildikleri veya bilecek durumda oldukları halde binayı tamamlayarak kat sahiplerine teslim etmeleri karşısında iki sanığın da yıkılan binada asli kusurlu oldukları mahkememizce kabul edilmiştir. Binanın kaçak ve temelinin yetersiz olması karşısında sanıkların eylemlerinin sonucunu öngördüğü halde gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek 10 katlı olan Dündar Apartmanı'nın normal bir binada olması gereken şartları taşımadığından sanıkların bilinçli taksir ile hareket ettiği mahkememizce kabul edilmiştir. Sanıkların eylemi 'bilinçli taksir' kapsamında değerlendirilmiş ve bu nedenle sanıklar hakkında ceza tayin edilirken TCK'nin 22/3 maddesine istinaden artırım yapılmasına karar verilmiştir."

Kaynak: MEHMET SIDDIK BİLGE