Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) tarafından İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Şehitlerimiz İçin Sözümüz Var" programına katıldı.
Programda bir konuşma yapan Erbaş, "Müslümanların idaresi altında asırlarca barış yurdu olan Kudüs ve çevresi, bugünlerde hiçbir uluslararası kurala ve hukuka uymayan Siyonist zalimlerin elinde, eşi görülmemiş bir katliama sahne olmaktadır. Gazze'de, Batı Şeria'da, Kudüs'te ve Filistin'in diğer bütün şehirlerinde benzeri görülmemiş büyük bir zulüm işlenmekte, kadın, çocuk demeden bir millet topyekûn yok edilmeye çalışılmaktadır." diye konuştu
"Batı, bütün inandırıcılığını kaybetti"
Gazze'de yaşananların kendilerini ıslah edicisi gibi göstermeye çalışan uluslararası yapıların ve devletlerin maskesini bir kez daha düşürdüğünü belirten Erbaş, "Her fırsatta insan haklarından, hukukun üstünlüğünden dem vuran batılı devletler, bütün inandırıcılığını kaybetmiştir. İnsanlığa barış ve huzur getirme iddiasıyla ortaya çıkan Batı merkezli bütün politikalar iflas etmiştir." şeklinde konuştu.
"Gazze'de ölen insanlıktır"
Gazze'de insanların evlerinde öldürüldüğüne, kadınlar, çocuklar ve yaşlıların hunharca katledildiğine dikkati çeken Erbaş, "Namaz için mabede giren, tedavi için hastanede bulunan, mülteci kamplarına sığınan, hatta evini, barkını terk ederken emniyeti için beyaz bayrak açarak yürüyen insanların üzerine bombalar yağdırılıyor. Bir insan, bu dünyada daha başka nasıl ve nerede güvende olabilir. Dört aya yakın bir süredir dünya, bomba sesleri ve enkazlar arasında tir tir titreyen yaralı çocukları izliyor. Torununun cansız gözlerinden öperek vedalaşan dedeler, parçalanmış yavrularını kucaklayarak çaresizce koşan babalar, yıkıntılar arasında evladını arayan anneler, bedenleri bombalarla parçalanmış bebeler… Vicdanlar şimdi değilse ne zaman sızlayacak. Aslında Gazze'de ölen, sadece çocuklar, kadınlar, masum siviller değil, Gazze'de ölen, bütün bir insanlıktır." dedi.
"Gazze'yi savunmak, insan olmanın bir gereğidir"
Kudüs'ün Müslümanlar için bir iman ve izzet meselesi olduğunu kaydeden Erbaş, "Bu mesele artık sadece Müslümanların ya da sadece Filistinlilerin meselesi olmaktan çıkmıştır. Bugün Gazze'de, Filistin'de yaşananlar, bu meseleyi tüm insanlığın hukuk, ahlak ve vicdan meselesine dönüştürmüştür. Siyonist İsrail'in terör faaliyetlerine, katliamlarına ve soykırım suçuna karşı Gazze'yi savunmak, insan olmanın bir gereğidir. İsrail'in baskı, şiddet ve vahşetine karşı Özgür Filistin'i savunmak, evrensel insani değerlerin bir gereğidir." diye konuştu.
"Masum sivil kardeşimiz katliama uğrarken sadece üzülmekle yetinemeyiz"
Filistin konusunun dünyanın neresinde olursa olsun vicdan sahibi her insanın gündeminde ilk sırayı aldığını dile getiren Erbaş, "Gazze, tüm dünyanın körelmiş vicdanını yeniden yeşertmiştir. Dünyanın birçok yerinde din, ırk, coğrafya ayrımı olmaksızın tek ses olarak ortaya konan protestolar ve Filistin'e destek yürüyüşleri bunun bir göstergesidir. Binlerce masum sivil kardeşimiz katliama uğrarken sadece üzülmekle yetinemeyiz. Bulunduğumuz konumda, sahip olduğumuz imkanlarla azımsamadan, küçümsemeden neye gücümüz yetiyorsa onu yapmak zorundayız. Bu meselede yürüyen oturandan, konuşan susandan, paylaşan umursamaz davranandan hayırlıdır. Sadece Filistin ve Mescid-i Aksa değil tüm insanlığın özgürleşmesi için akıl almaz vahşete karşı her platformda tepki ortaya konulmalı" şeklinde konuştu.
"Duruşumuz ve çabalarımız, Filistin özgür oluncaya kadar devam edecek"
Diyanet İşleri Başkanlığının her zaman mazlum ve mağdur olan Filistin'in yanında yer aldığını ifade eden erbaş, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Özellikle son 5 yıl içerisinde Kudüs, Mescid-i Aksa ve Filistin konusunda çok sayıda uluslararası organizasyon ve etkinlik gerçekleştirdik. Filistin ve Kudüs ekseninde İsrail'in haksız uygulama ve şiddetine karşı her platformda tepkimizi ortaya koymayı, barış ve esenlik çağrılarını seslendirmeyi her zaman vazifemiz bildik. Bizler, dün olduğu gibi bugün de hakkın, haklının ve mazlumun yanında olmaya, zalimin ise karşısında durmaya devam edeceğiz. Allah'ın izniyle her daim yetimlerin hamisi, gariplerin sahibi, kimsesizlerin kimsesi olmayı sürdüreceğiz. Zulmün karşısındaki kararlı duruşumuz ve çabalarımız, Allah'ın izni ve inayetiyle Filistin özgür oluncaya kadar devam edecektir."