USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

Diyarbakır’da bilim insanları ve arıcılar uyarıyor

İklim değişiklikleri, parazitler, bilinçsiz tarım ilaçları ve çiçek popülasyonundaki azalma, bal üretimini tehlikeye atıyor. Diyarbakır’da yaşayan Prof. Dr. Ali Satar ve arıcı Cevat Yıldız’a göre arılar için zaman daralıyor.

Diyarbakır’da bilim insanları ve arıcılar uyarıyor

Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Satar, atmosferik koşulların arı sağlığı ve bal üretimi üzerindeki etkisine dikkat çekerek, küresel ısınma ve kuraklık nedeniyle kolonilerde ciddi kayıplar yaşandığını söyledi. Arıların, özellikle ani sıcaklık değişimlerine karşı son derece hassas olduğunu belirten Prof. Dr. Satar, "Bitkilerin çiçeklenme döngüsü bozuluyor. Arılar polen toplayacak çiçek bulamadan dışarı çıkıyor ve ölüyorlar" dedi.

 

Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi, kış aylarının yeterince sert geçmemesi nedeniyle arıların doğal kış uykusuna geçemediğini belirten Satar, “Bu durum arıların enerji kaybı yaşamasına ve kovan içindeki dengeyi yitirmesine yol açıyor. Mevsim geçişlerindeki ani hava değişimleri ise kovanlardaki ölüm oranını artırıyor. Ne yazık ki bu ölümler bölgesel değil, küresel boyutta bir tehlikenin işareti” ifadelerini kullandı.

 

 Cevat Yıldız: “İlkbaharı Göremeden Koloniler Yok Oluyor”

Bölgede uzun yıllardır arıcılık yapan Cevat Yıldız da yaşanan sıkıntıların artık geçici değil, kalıcı olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:

 

“Sonbaharda yeterince yağmur yağmıyor, kış mevsimi ise sert geçmiyor. Arılar doğal döngüsünü kaybediyor. Nektar arayışına çıkan arılar, dışarıda bulamadığı yiyecek yüzünden boşa enerji harcıyor, zayıflıyor ve ölüyor. Koloniler ilkbaharı göremeden yok oluyor.”

 

 Varroa Paraziti: Görünmeyen Tehdit

Arıların düşmanı yalnızca iklim değil. Yıldız, kolonileri tehdit eden en büyük unsurlardan birinin de “Varroa” adlı parazit olduğunu vurguladı. Bu mikroskobik düşman, larvalara zarar vererek onların kanatsız gelişmesine neden oluyor. Varroa, ayrıca virüs taşıyıcılığı yaparak koloninin tamamını yok edebiliyor. Yıldız, "Kraliçe arılar zayıflıyor, yavru üretimi duruyor ve kışa zayıf giren koloniler tamamen çöküyor" dedi.

 

Zehirli Tarım İlaçları: Toprakla Birlikte Arıları da Zehirliyor

Bir başka önemli tehlike ise bilinçsiz tarım ilacı kullanımı. Özellikle yasaklanmış kimyasal içerikli ilaçların hâlâ tarımda kullanıldığını söyleyen Yıldız, bu durumun sadece arıları değil, tüm ekosistemi tehdit ettiğini ifade etti. “Tarım ilaçları yüzünden tarlaya inen arılar kitleler halinde ölüyor. İnsan sağlığı da bu süreçten etkileniyor. Arıcılığın geleceği için bu ilaçların mutlaka kontrol altına alınması gerekiyor” dedi.

 

Çiçek Yoksa Bal da Yok: Doğa Zinciri Kırılıyor

Doğal bitki örtüsünün bozulması, endemik türlerin azalması, tarlaların erken sürülmesi ve anız yangınları da çiçek popülasyonunu tehdit eden unsurlar arasında. Arılar için adeta bir “bal deposu” niteliğindeki sütleğen bitkisinin, anız yakımıyla yok edilmesi ise arıcılara göre büyük bir kayıp.

 

Sonuç: Önlem Alınmazsa Bal Üretimi Sona Erebilir

İklim krizinin etkileri, bilinçsiz tarım uygulamaları ve doğa tahribatı durdurulmazsa, sadece bal üretimi değil; tozlaşmaya bağlı tarımsal verim, gıda güvenliği ve doğal denge de büyük zarar görecek. Hem bilim insanları hem arıcılar, yetkililere ve topluma ortak bir çağrıda bulunuyor: Arılar ölürse, hayat durur.