USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

Diyarbakır İç Kale’de 100 Yıllık Sessizlik Bozuldu

UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ndeki Diyarbakır Sur ilçesinde yer alan İç Kale Artuklu Sarayı kazılarında, yaklaşık 100 yıldır toprak altında kalan ve Hurri dönemine tarihlendirilen 17 metre uzunluğunda sur duvarı ortaya çıkarıldı. Bulgular, kentin savunma mimarisine ve erken dönem yapı tekniklerine ışık tutuyor.

Diyarbakır İç Kale’de 100 Yıllık Sessizlik Bozuldu

Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesinde bulunan İç Kale Müze Kompleksi alanındaki Artuklu Sarayı kazılarında, kentin en eski savunma hatlarından biri gün yüzüne çıkarıldı. Yaklaşık 1,35 metre yüksekliğinde ve 17 metre uzunluğundaki sur bölümünün, Hurriler döneminde inşa edildiği değerlendiriliyor. Duvarın, yaklaşık 100 yıldır toprak altında kaldığı belirtildi.

UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Sur ilçesindeki Amida Höyük, Diyarbakır’da ilk yerleşimin başladığı alan olarak biliniyor. Arkeolojik veriler, höyükteki yerleşimin Neolitik Dönem’e (M.Ö. 8000) uzandığını ortaya koyuyor. Yaklaşık 10 bin yıldır kesintisiz yerleşime sahne olan Amida Höyük, bu özelliğiyle Filistin’in Eriha kentinden sonra dünyada ikinci sırada yer alıyor.

12 Ay Süren Kazı Statüsünde Çalışmalar

Kazılar, Kültür ve Turizm Bakanlığı izniyle, Dicle Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Yıldız başkanlığında yürütülüyor. Cumhurbaşkanlığı kararıyla 12 aylık kazılar statüsüne alınan Artuklu Sarayı Kazısı’nda çalışmalar sekizinci yılına girdi.

Prof. Dr. Yıldız, 2025 sezonunun 2 Ocak’ta büro çalışmalarıyla başladığını, 23 Haziran’dan itibaren arazi çalışmalarına geçildiğini belirterek, “31 Aralık’ta arazi sezonu tamamlanacak. Bu yıl neredeyse 365 gün kesintisiz çalışmış olacağız” dedi.

Alay Meydanı’nda Yoğunlaşan Kazılar

Bu yılki çalışmaların ağırlıklı olarak sarayın kuzeyinde yer alan ve tarihsel kaynaklarda “Alay Meydanı” olarak anılan bölümde yürütüldüğünü aktaran Yıldız, şu bilgileri paylaştı:

5x5 metre ölçülerinde 26 açmada kazı yaptık. Toplamda 650 metrekarelik alanın arkeolojik kazısı tamamlandı. Alay Meydanı, geçmişte açık hava toplantıları, törenler ve önemli kamusal etkinliklerin düzenlendiği bir alandı. 2025 kazı programında bu nedenle çevre düzenlemesine zemin hazırlayacak şekilde çalışmalarımızı yoğunlaştırdık.”

Bu çalışmalar sırasında Diyarbakır surlarının en eski bölümlerinden biri olduğu değerlendirilen Hurri dönemine ait sur duvarı gün yüzüne çıkarıldı.

İlk Savunma Mimarisi ve Taş İşçiliği

Ortaya çıkarılan sur parçasının, Diyarbakır surlarının ilk inşa evresine dair önemli veriler sunduğunu vurgulayan Yıldız, kullanılan yapı tekniğine dikkat çekti:

Büyük ebatlı kesme blok taşlar kullanılmış. Temel kısmında ise daha küçük kırma taşlar tercih edilmiş. Bu, dönemin mühendislik anlayışını ve savunma mimarisini anlamamız açısından çok kıymetli. Ayrıca Osmanlı döneminde, bu surların önüne eklenen yapılara ait iki kemerin başlangıç seviyeleri de tespit edildi.”

Eksi 4,45 Metrede Ana Kayaya Ulaşıldı

Kazı alanında Cumhuriyet dönemine ait betonarme izlerin de bulunduğunu belirten Yıldız, en dikkat çekici bulgulardan birinin ana kaya seviyesine ulaşılması olduğunu söyledi:

“Bu sezon yapılan çalışmalarda eksi 4,45 metre derinlikte, Diyarbakır’ın altını kaplayan zemin kayalığa ulaştık. İlk çağlarda bu kayalığın bilinçli şekilde kesildiğini görüyoruz. Bu da, erken dönem toplumlarının mevcut teknolojiyi etkin biçimde kullanarak yapılarını inşa ettiğini gösteriyor.”

Alay Meydanı Yeniden Kentin Buluşma Noktası Olacak

Kazıların tamamlanmasının ardından Alay Meydanı’nda çevre düzenlemesi yapılacağını ifade eden Prof. Dr. Yıldız, alanın yeniden kamusal işlev kazanacağını söyledi:

“Binlerce yıl boyunca toplantıların, bayramlaşmaların ve tahta çıkış törenlerinin yapıldığı Alay Meydanı’nı, kazı sonrası düzenlemelerle birlikte tekrar Diyarbakır’ın açık hava etkinlik alanlarından biri haline getirmeyi hedefliyoruz.”

Hurri döneminden Osmanlı’ya uzanan çok katmanlı tarihsel mirasıyla Amida Höyük ve Artuklu Sarayı, Diyarbakır’ın yalnızca Türkiye için değil, dünya arkeolojisi açısından da önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.

KAYNAK: İHA