<div>Diyarbakır Sur ilçesinde bulunan 500 yıllık su değirmenleri, şehrin hem kültürel hem de teknolojik geçmişine ışık tutuyor. Bir zamanlar Diyarbakır’ın su ihtiyacının büyük bölümünü karşılayan bu tarihi yapılar, günümüzde turistlerin ilgisini çeken ve yerel ekonomiye katkı sağlayan değerler arasında öne çıkıyor.</div> <div></div> <div>Tarihi değirmenler, sadece suyun gücünden yararlanmakla kalmayıp, aynı zamanda bölgenin su kaynakları, akım özellikleri ve coğrafi yapısı hakkında da önemli bilgiler sunuyor. Diyarbakır’daki değirmenler, şehirdeki zengin su kaynakları sayesinde geçmişte hayati bir rol üstlendi.</div> <div></div> <div>Hevsel Bahçeleri’nde yer alan değirmenler, Anzele’den gelen su üzerine inşa edilmişti. Bölge köylerinden getirilen tahılların öğütülmesi amacıyla kullanılan bu yapılar, geniş bir alanı kapsayan su taşımacılığı ve öğütme sistemleriyle dikkat çekiyordu. Ancak modern zamanlarda su kaynaklarının azalması ve elektrikli değirmenlerin yaygınlaşmasıyla birlikte, bu tarihi yapılar büyük ölçüde terk edilmiş durumda.</div> <div></div> <div>1551-1564 yılları arasında İskender Paşa tarafından inşa edilen Beylerbeyi Değirmenleri ise dönemin en önemli un fabrikaları arasında yer alıyordu. Günümüze yalnızca iki değirmen ulaşmış olsa da, Fiskaya’da Hz. Süleyman Camii’nin hemen aşağısında konumlanan bu yapılar, geçmişin suyla çalışan teknoloji ve ticari yaşamına dair değerli ipuçları sunuyor.</div> <div>5 asırlık geçmişe sahip su değirmenleri, günümüzde şehirlerin su ihtiyacını karşılamasa da kültürel ve tarihi miras açısından büyük önem taşıyor. Yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun ilgi gören bu yapılar, Diyarbakır’ın tarihine, kültürüne ve eski ticaret yaşamına dair gözle görülür bir tanıklık sunuyor.</div>