Türkiye'nin en eski şehirlerinden biri olan Diyarbakır’da, kentin batısında yer alan ve halk arasında "Rum Kapısı" olarak da bilinen tarihi Urfa Kapı, restorasyonun tamamlanmasının üzerinden 14 yıl geçmesine rağmen hâlâ araç ve yaya trafiğine açılmadı. Şehirdeki sürücüler ve esnaf bu durumun hem ulaşımı hem de ticareti olumsuz etkilediğini belirtiyor. Diyarbakır surlarının en görkemli girişlerinden biri olan Urfa Kapı, 12. yüzyılda Artuklu Sultanı Muhammed tarafından inşa ettirildi. Kapı, tarih boyunca hem savunma hem de tören kapısı olarak kullanıldı. Osmanlı döneminde ise “Saltanat Kapısı” adını alan yapı, yalnızca padişahın sefere çıkışı sırasında açılırdı. Ancak bugüne geldiğimizde, bu tarihi kapı artık yalnızca sembolik bir yapı olarak duruyor. “Yıllardır Trafiğe Açılmadı” Yaklaşık 14 yıl önce restorasyonu tamamlanan Urfa Kapı’nın araç trafiğine hâlâ açılmamış olması, özellikle kentin batı bölgesindeki trafik yükünü artırıyor. Konuyla ilgili konuşan bir esnaf, “Kapı açılsa hem trafik rahatlayacak hem de turistler daha kolay erişim sağlayacak” dedi. Yapısal Hasarlar Endişe Yaratıyor Uzmanlar, kapının yıllar içinde maruz kaldığı yapısal deformasyonlara dikkat çekiyor. Jeofizik yöntemlerle yapılan son analizlerde, Urfa Kapı çevresindeki burçlarda çatlaklar, çökme riski ve taş ayrışmaları gibi problemler tespit edildi. Bu durum, restorasyon sürecinin neden bu kadar uzadığını da gözler önüne seriyor. Kentin Kimliğiyle Bütünleşmiş Bir Yapı Urfa Kapı, sadece mimari bir yapı değil; Diyarbakır’ın tarihi dokusunun ayrılmaz bir parçası. Üç ayrı girişe sahip olan kapının güney çıkışı Meryem Ana Süryani Kadim Kilisesi'ne, kuzey çıkışı ise sur içindeki mahallelere açılıyor. Kapı üzerinde yer alan insan ve hayvan figürleri ile demir kapı kanatları da dikkat çekici detaylar arasında.