USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

Şanlıurfa’nın Sessiz Tehlikesi

Güneydoğu’nun kadim kenti Şanlıurfa, tarihi ve kültürel mirasıyla bilinse de yer altındaki sessiz tehlike göz ardı ediliyor.

Şanlıurfa’nın Sessiz Tehlikesi

Güneydoğu’nun kadim kenti Şanlıurfa, tarihi ve kültürel mirasıyla bilinse de yer altındaki sessiz tehlike göz ardı ediliyor. Son yıllarda yapılan saha araştırmaları ve yapı denetim verileri, bazı ilçelerin depreme karşı alarm verdiğini ortaya koydu. Özellikle Siverek, Harran ve Bozova ilçeleri; yapı kalitesi, zemin özellikleri ve nüfus yoğunluğu gibi unsurlar değerlendirildiğinde kritik risk grubunda yer alıyor.

Siverek: Binalar Ayakta Ama Umutlar Sarsılıyor

Siverek, sadece nüfus bakımından değil, yapı stoğunun niteliği bakımından da Şanlıurfa’nın en kırılgan ilçelerinden biri. 1999 öncesi inşa edilen binaların çoğunun ruhsatsız olduğu, mühendislik hizmeti almadan yapıldığı belirtiliyor. Fay hatlarına yakınlığı da ilçeyi riskin merkezine yerleştiriyor. Yerel halk ise bu durumu “Deprem gelmeden çöken umutlar” diyerek özetliyor.

Harran: Tarih Kadar Eski, Risk Kadar Yakın

UNESCO miras listesindeki Harran, tarihi yapılarıyla gurur duyarken, sivil mimarisi adeta alarm veriyor. Kerpiçten yapılmış geleneksel evler ve modern teknikten uzak yeni yapılar, en küçük sarsıntıda bile hasar alma potansiyeline sahip. Uzmanlar, “tarihi korumak istiyorsak, önce insanı korumalıyız” uyarısında bulunuyor.

Bozova: Göl Kenarı Güzelliğin Ardında Saklanan Tehlike

Atatürk Barajı manzarasıyla bilinen Bozova’da ise doğal güzellikler depreme karşı kalkan olamıyor. Zemin yapısı gevşek, birçok mahallede sıvılaşma riski yüksek. Yeni yapılaşmalar plansız ilerlerken, eski evler ise adeta ‘yıkım sırasını’ bekliyor. İlçede denetimsizlik, sessiz bir tehdide dönüşmüş durumda.

Vatandaş Ne Diyor?

Yıkılma riski altındaki binalarda yaşayan vatandaşlar ise hem bilinçli hem çaresiz. Siverekli bir yurttaşın sözleri, durumun vahametini gözler önüne seriyor: “Deprem olmasa bile, biz zaten her gece onunla uyuyoruz.”