USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

Trakya’nın Sırrı Kazılarla Ortaya Çıkıyor

Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde devam eden arkeolojik kazılarda, Traklara ait 5 bin yıllık yerleşim alanı, tanrıça Hera’ya ait tapınak ve sağlık tanrısının kutsal alanı ortaya çıkarıldı. Bölge, Trakya tarihine ışık tutarken, turizm açısından da büyük potansiyel taşıyor.

Marmara Denizi kıyısında, Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde sürdürülen arkeolojik kazılar, Trakya tarihine ışık tutuyor. Trakya’nın bilinen en eski Trak yerleşimini ortaya çıkarmayı hedefleyen çalışmalar, önemli buluntularla bilim dünyasını heyecanlandırdı.

Kazı başkanlığını İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Neşe Atik’in yürüttüğü kazı alanı, yaklaşık 5 bin yıllık bir geçmişe sahip. M.Ö. 3. binli yıllara tarihlenen bu alan, antik çağda Trakların yaşadığı önemli bir yerleşim merkezi olarak kabul ediliyor. Trak kültürüne ait çok sayıda eserin gün yüzüne çıkarıldığı kazı alanı, Turizm Haftası kapsamında Tekirdağ Kültür ve Turizm İl Müdürü Ömer Faruk Karaküçük ile vatandaşların katılımıyla da gezildi.

Traklar, Ölümden Korkmayan Bir Halktı

Prof. Dr. Atik, kazı alanında yapılan çalışmalarla ilgili olarak yaptığı açıklamada, Trakların M.Ö. 2. binde Romanya’nın güneyinden hareketle Bulgaristan üzerinden Trakya’ya geldiklerini ve burada M.S. 7. yüzyıla kadar varlıklarını sürdürdüklerini belirtti. “Traklar ölümsüzlüğe inandıkları için savaşmaktan ve ölmekten korkmazlardı. Bu yüzden Roma ordularında paralı asker olarak tercih edildiler. Spartaküs gibi kahramanlar bu kültürden çıkmıştır” ifadelerini kullandı.

Beyaz Tenli, Sarışın ve Mavi Gözlü Traklar

Antik yazarların aktardığı bilgilere de değinen Atik, Trakların fiziki özelliklerinin dikkat çekici olduğunu belirterek, “Traklar beyaz tenli, sarışın ve mavi gözlü bir halktı. Hatta bazıları kızıl saçlıydı. Bugün Tekirdağ’da bu fiziki özelliklere sahip kişilerin sayısı fazla. Eğer genetik analizler yapılsa, Trak soyuna ait izler ortaya çıkarılabilir” dedi.

Tanrıça Hera’ya Tapınak, Oğluna Kutsal Alan

Kazılarda ortaya çıkarılan en dikkat çekici buluntulardan biri de tanrıça Hera’ya ait olduğu belirlenen büyük tapınak. Tapınağın bir yangın sonrası onarılmadığını belirten Atik, tanrıçanın oğlu olan sağlık tanrısının kutsal alanının daha batıya kurulduğunu aktardı. “Bu alanda rahiplerin aynı zamanda hekimlik yaptığına dair bulgular elde ettik. Tıp aletleri, ilaç yapım havuzları ve fırınları gün yüzüne çıktı. Bu da buranın sadece dini değil, aynı zamanda tıbbi bir merkez olduğunu gösteriyor” diye konuştu.

Zengin Evler Denize Bakıyor Olabilir

Kazıların sürdüğü alanın İstanbul-Tekirdağ kara yolu ile ikiye bölündüğünü ifade eden Atik, bu yıl ilk kez deniz tarafında kazı yapacaklarını söyledi. Marmara Denizi kıyısındaki bölgede zengin Trak ailelerine ait yamaç evlerinin bulunmasının beklendiğini kaydetti.

Kaçak Kazılara Karşı Yüksek Güvenlik

Define avcılarının zaman zaman bölgeyi hedef aldığına dikkat çeken Atik, kurulan kamera sistemiyle kaçak kazı girişimlerinin anında tespit edildiğini açıkladı. “Sistemdeki hareket algılayıcı kameralar sayesinde yetkililerin cep telefonlarına uyarılar gidiyor. Böylece izinsiz kazılara anında müdahale edilebiliyor” dedi.

Trakya’nın kadim tarihine ışık tutan bu çalışmalar, hem bilimsel hem de turistik açıdan büyük önem taşıyor. Yetkililer, kazıların tamamlanmasının ardından bölgenin açık hava müzesine dönüştürülmesini ve turizme kazandırılmasını hedefliyor.