Diyarbakır’ın kadim ilçesi Sur’da zamana meydan okuyan İskender Paşa Konağı, tarih ve mimari tutkunlarının ilgi odağı olmaya devam ediyor. 16. yüzyılda Osmanlı döneminde inşa edilen yapı, sadece görkemli mimarisiyle değil, aynı zamanda Diyarbakır’ın kültürel belleğinde taşıdığı izlerle de dikkat çekiyor.
Kanuni’nin Valisinin Eseri
Kanuni Sultan Süleyman döneminde Diyarbakır Beylerbeyi olarak görev yapan ve kente büyük hizmetleriyle tanınan İskender Paşa tarafından yaptırılan konak, 470 yılı aşkın süredir ayakta duruyor. 12. vali olarak şehre atanan İskender Paşa, görev süresi boyunca camiler, medreseler, hanlar ve hamamlar gibi birçok kalıcı eser kazandırdı.
Kendisine ait olduğu düşünülen mimari planla inşa edilen İskender Paşa Konağı ise bu eserler arasında en özgün yapılardan biri olarak öne çıkıyor. Konağın dikkat çeken bir diğer özelliği de, dönemin sosyal yaşamını yansıtan haremlik ve selamlık bölümleriyle geleneksel Osmanlı ev mimarisini günümüze taşıması.
Dicle’ye Bakan Köşklerden Su Değirmenlerine
Tarihi kaynaklara göre İskender Paşa, yalnızca konağı değil; Dicle Nehri’ne bakan köşkler, un ve çeltik değirmenleri gibi çok sayıda yapıyı da inşa ettirdi. Aynı zamanda Hamravat suyunu Diyarbakır’a getirerek dönemin en önemli altyapı hizmetlerinden birini gerçekleştirdi. Bu yönüyle hem mimari hem de şehircilik açısından iz bırakan paşalardan biri olarak anılıyor.
Ziyaretçilerin Uğrak Noktası Oldu
Restorasyon çalışmalarıyla geçmişten günümüze kazandırılan konak, bugün yerli ve yabancı turistler tarafından sıkça ziyaret ediliyor. Konağın taş işlemeleri, avlusu ve geleneksel yapısı, ziyaretçilere adeta zamanda yolculuk hissi yaşatıyor. Konak, hem turistik hem de kültürel bir değer olarak Diyarbakır’ın tanıtımına katkı sağlıyor.
