Çermik’te Yarım Asırlık Emeğin Son Temsilcisi

Diyarbakır’ın Çermik ilçesinde yaşayan 73 yaşındaki İbrahim Halil Karatay, tam 56 yıldır semercilik yapıyor. Zamanla yok olmaya yüz tutan mesleğini genç kuşaklara aktaramamanın hüznünü yaşayan Karatay, “Benden sonra bu meslek biter” diyerek unutulmuş bir zanaatın son temsilcisi olduğunu söylüyor.

Çermik’te Yarım Asırlık Emeğin Son Temsilcisi

Diyarbakır’ın Çermik ilçesinde, tarihin tozlu raflarında kalmaya yüz tutmuş bir zanaat hâlâ nefes alıyor. 73 yaşındaki İbrahim Halil Karatay, 56 yıldır el emeğiyle semer üretiyor. Küçük yaşta babasının yanında öğrendiği mesleği yarım asırdır sürdüren Karatay, artık bu geleneği devredecek bir çırak bulamamanın burukluğunu yaşıyor.

"Eskiden her köyde bir semer ustası vardı"

Karatay, geçmişte semerciliğin büyük önem taşıdığını ve bölgede çok sayıda usta bulunduğunu belirterek, “Eskiden köylüler, hayvanlarıyla dağlarda, tarlalarda çalışırdı. Semer olmazsa hayvan yük taşıyamazdı. Herkesin yolu mutlaka bir semer ustasına düşerdi. Şimdi traktörler geldi, hayvanlar azaldı, semere ihtiyaç kalmadı” diyor.

"Bu meslek benden sonra tarihe karışacak"

Yıllardır dükkanında sabırla, el işçiliğiyle semer üreten Karatay, mesleğini öğretmek istediği gençlerin ilgisizliğinden yakınıyor. “Defalarca çırak almak istedim ama gençler bu işi ağır buluyor. Oturup 4-5 saat çivi çakmak, deri dikmek kolay iş değil. Kimse sabretmiyor. Teknolojiye yenildik. Şimdi herkes masa başı iş istiyor. Bu meslek benden sonra tarihe karışacak” ifadelerini kullanıyor.

Tek başına geçen yıllar

Günde 6 ila 8 saatini dükkânında geçiren Karatay, her semeri adeta bir sanat eseri gibi işliyor. Ahşap, keçe, deri ve çivilerle oluşturduğu semerler, hem nostaljik bir görünüm hem de yıllar boyu sürecek sağlamlık taşıyor. Ancak yaptığı iş artık daha çok süs eşyası veya nostaljik dekor olarak rağbet görüyor.

"Bir gelenek göz göre göre yok oluyor"

İbrahim Halil Karatay, mesleğinin yok oluşunu bir kültürel kayıp olarak görüyor. “Bu sadece bir meslek değil, bir yaşam biçimiydi. Dedemden babama, babamdan bana geçti. Ama benden öteye gidemeyecek. Bu beni içten içe çok üzüyor. Bir gelenek göz göre göre yok oluyor” diye konuşuyor.

Kültürel miras tehlikede

Karatay’ın anlattıkları, Türkiye’nin birçok köyünde ve kasabasında benzer zanaatların yok olduğunu da ortaya koyuyor. Kültürel mirasın bir parçası olan geleneksel mesleklerin korunması için yerel yönetimler ve kültür kurumlarının daha fazla adım atması gerektiği vurgulanıyor.