Dicle Nehri’nde Alarm: Balık Ölümleri Artıyor

Diyarbakır’dan geçen Dicle Nehri’nde toplu balık ölümleri yaşanıyor. Uzmanlar, bu durumun artan sıcaklık, azalan yağış, tarım ilaçları ve şehirleşme gibi insan kaynaklı nedenlerle bağlantılı olduğunu söylüyor. 20-30 yıl önce nehirde görülen bazı balık türleri artık tamamen kaybolmuş durumda.

Diyarbakır Türkiye'nin önemli su kaynaklarından biri olan Dicle Nehri, son yıllarda hem iklimsel değişiklikler hem de insan faaliyetlerinin etkisiyle ciddi bir ekolojik tehdit altında. Özellikle Diyarbakır’ın Hevsel Bahçeleri ve Bismil ilçesi arasındaki bölgelerde sık sık yaşanan toplu balık ölümleri, bölgedeki biyoçeşitliliği tehdit ediyor.

Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Tarık Çiçek, nehirde şu an 40’tan fazla balık türünün yaşadığını, ancak bu türlerin önemli bir bölümünün son yıllarda azalmaya başladığını belirtti. Çiçek, “20-30 yıl önce gördüğümüz bazı balık türlerini artık göremiyoruz. Bu türler kirlenmeye karşı hassastı. Nehrin aşırı kirlenmesi onların yok olmasına neden oldu” dedi.

Kuraklık, Tarım ve Şehirleşme Ekosistemi Zorluyor

Çiçek, bölgedeki kuraklık, azalan su debisi ve artan sıcaklıkların nehrin yapısını olumsuz etkilediğini vurgulayarak, özellikle yaz ve sonbahar aylarında Nisan, Mayıs ve Ekim dönemlerinde balık ölümlerinin daha sık görüldüğüne dikkat çekti.

Özellikle Hevsel Bahçeleri'nden Bismil ilçesine kadar olan nehir hattında, suyun akışının yavaşlaması ve nehrin durağanlaşması ölümlerin başlıca nedenlerinden biri olarak gösteriliyor. “Suyun debisinin düşmesi ve kirliliğin artması, su canlıları için yaşanmaz bir ortam oluşturuyor” diyen Çiçek, bu durumun sadece balıkları değil, aynı zamanda sürüngen, kurbağa ve kuş türlerini de etkilediğini söyledi.

Tarım İlaçları ve Atık Sular Kirletici Etkenler Arasında

Nehre karışan tarım ilaçları, gübre suları ve kanalizasyon atıkları, ekosistemi doğrudan tehdit ediyor. Yerleşim alanlarının hızla arttığına dikkat çeken Çiçek, özellikle nehrin doğu yakasında açılan yeni imar alanları ile üniversite civarındaki atık su sistemlerinin incelenmesi gerektiğini belirtti.

“Tarım faaliyetlerinde kullanılan kimyasallar nehre karışıyor. Ayrıca, kanalizasyon sularının nereden ve nasıl nehre katıldığı araştırılmalı. Bu ciddi bir çevre sorunu” diyen Çiçek, kontrolsüz şehirleşmenin Dicle Nehri’ni her geçen gün daha fazla kirlettiğini ifade etti.

“Çözüm İnsan Bilincinde Başlıyor”

Dicle Nehri’nin sadece bir su kaynağı değil, aynı zamanda zengin bir biyoçeşitlilik alanı olduğunun altını çizen Çiçek, çözümün insanda başladığını vurguladı. “Yağışları kontrol edemeyiz ama kirliliği azaltabiliriz. Nehri korumak bizim elimizde. Suyu tasarruflu kullanmalı, doğayı kirletmemeliyiz. Dicle, hepimize ait” dedi.