Diyarbakır’da 2008 yılında yaşanan bir olay, 17 yıl sonra hukuk mücadelesi ve DNA raporuyla bambaşka bir boyut kazandı. Ercan ve Fatma Aslan çifti, doğumdan sonra hastaneye kaldırılan bebekleri için ölüm haberi almış, cenazeleri bir kutu içerisinde teslim edilerek Diyarbakır Yeniköy Mezarlığı’na defnetmişti. Ancak anne Fatma Aslan’ın yıllar boyunca hissettiği şüpheler, 17 yıl sonra gerçeğe dönüştü. Yapılan DNA testiyle, aileye verilen cenazenin onlara ait olmadığı kesinleşti.
Evde doğum, ardından hastane süreci
Fatma ve Ercan Aslan çifti, 5 Şubat 2008’de evlerinde bir erkek bebek dünyaya getirdi. Muhammed Furkan adını verdikleri bebek, sağlık kontrolleri için önce Bismil Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Burada yapılan işlemlerin ardından Diyarbakır’daki Dağkapı Çocuk Hastanesi’ne sevk edildi.
Baba Ercan Aslan o dönemi şöyle anlattı: “Erken doğum olduğu için evde doğdu. Sağlık ekipleri gelip aldı. Bismil Devlet Hastanesinde resmi işlemler yapıldıktan sonra Diyarbakır’a sevk ettiler. Orada 17 gün boyunca tedavi altında kaldı. 17’nci gün sabaha karşı arayıp ‘Çocuğunuz vefat etti’ dediler. Ancak hiçbir normal prosedür uygulanmadı. Bizi yanına almadılar, anne sütü vermemize izin vermediler. Sadece ölüm haberiyle bir kutu içinde cenaze teslim ettiler.”

Anne yıllarca “Oğlum ölmedi” dedi
Fatma Aslan ise, o günden bu yana yaşadığı içsel hisleri şu sözlerle dile getirdi:“Bebeğimi göremedim, bana hiç izin vermediler. 17 gün sonra bir kutu içinde teslim ettiler. O an ağladım ama hiçbir zaman evladımın öldüğünü hissetmedim. Hep içimde yaşıyor duygusu vardı. Eşime hep söyledim; ‘Oğlum ölmedi, bir yerde yaşıyor.’ 14 yıl boyunca bu his hiç değişmedi.”
Anne Aslan, 2022 yılında eşinin desteğiyle savcılığa başvurdu. Başvurunun ardından Diyarbakır Yeniköy Mezarlığı’nda fetih kabir kararı alındı. Ancak mezardan çıkarılan cenaze DNA testine gönderildiğinde, gerçeğin bambaşka olduğu ortaya çıktı: Cenaze Aslan çiftine ait değildi.
DNA raporu şüpheleri doğruladı
Ailenin Avukatı Zeki Oran, yaşanan süreci şöyle anlattı:“Aile 3 yıl önce savcılığa başvurdu. İlk etapta etkin yürütülmeyen soruşturma takipsizlikle sonuçlandı. Ancak ısrarlı başvurular üzerine dosya yeniden açıldı. Fethi kabir işlemi yapıldı ve hem aileden hem de cenazeden örnekler alındı. İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan gelen raporda, cenazenin Aslan çiftine ait olmadığı kesinleşti. Şimdi soruşturma sürüyor ve sorumluların cezalandırılması için tüm hukuki girişimlerimizi sürdürüyoruz.”
“Oğlum yaşıyor, bir ailede büyütülüyor olabilir”
DNA sonucunun ardından konuşan anne Fatma Aslan, oğlunun yaşadığına inandığını belirterek şu çağrıda bulundu:“Ben anneyim ve içim yanılmaz. Oğlumun yaşadığına yüzde yüz eminim. Belki başka bir ailede büyütülüyor. Belki de burada, Diyarbakır’da ya da çevresinde. Ben sadece bulunmasını istiyorum. Yaşıyorsa bana kavuşsun, değilse mezarına kavuşayım. 17 yıldır süren bu belirsizlik artık son bulmalı.”

Mezarlık kayıtlarında da iz yok
Olayın bir başka boyutu ise defin kayıtlarında ortaya çıktı. Baba Ercan Aslan, Yeniköy Mezarlıklar Müdürlüğü’nden gelen yazıda, “defin kaydının bulunmadığını” öğrendiklerini belirterek, “Bize kutu içinde teslim ettikleri cenazeyi defin için mezarlığa götürdük. Ancak resmi kayıtta hiçbir iz yok. Bu da işin ne kadar karışık olduğunu gösteriyor” dedi.
17 yıllık sır perdesi aralanıyor
Diyarbakır’da yıllar önce “öldü” denilen bir bebeğin aslında Aslan ailesine ait olmadığı DNA ile kanıtlanırken, olay büyük yankı uyandırdı. Aslan çifti, yetkililerden sürecin aydınlatılmasını, bebeklerinin bulunmasını ve sorumluların cezalandırılmasını istiyor.
Anne Fatma Aslan ise son sözlerini gözyaşları içinde dile getirdi:“Benim tek isteğim oğluma kavuşmak. Bir anne yüreği yanılmaz. Allah’tan tek dileğim, oğlumu bana kavuşturması.”
