Diyarbakır’ın Sur ilçesinde yer alan, 525 yıllık geçmişe sahip Şeyh Mutahhar Camii (Dört Ayaklı Minare), beş asrı aşan tarihi ve özgün mimarisiyle hem yerli halkın hem de yerli-yabancı turistlerin gözdesi olmaya devam ediyor. Minaredeki kitabeye göre 1500 yılında Akkoyunlu Sultanı Kasım tarafından yaptırılan cami, bulunduğu arsada Şeyh Mutahhar’ın kabrinin yer alması nedeniyle bu adı taşımaktadır.
Anadolu’nun Tek Dört Ayaklı Minaresi
Diyarbakır’ın en dikkat çeken yapılarından biri olan caminin kuzeydoğusunda, ana yapıdan tamamen bağımsız şekilde yükselen minaresi, şehrin simgeleri arasında yer alıyor. Halk arasında “Dört Ayaklı Minare” olarak bilinen bu özel yapı, yekpare taş sütunlar üzerine dört köşeli olarak inşa edilmiştir. Her bir ayağının bir İslam mezhebini temsil ettiği rivayet edilir. Bu özelliğiyle Anadolu’da benzeri bulunmayan tek dört ayaklı minare örneğidir.
Tarihi Kitabeler Geçmişe Işık Tutuyor
Minarenin gövdesinde celî sülüs hatlı iki Arapça yazı kuşağı bulunuyor. Kuzey ve doğu cephesindeki birinci sıra kitabe, minarenin yapım tarihini ve banisini anlatıyor.
Kitabede, “Bu mübarek minare Adil Sultan Kasım Han’ın saltanatı zamanında Hacı Ömer oğlu Hüseyin’in emeğiyle H.906 (1500) senesinde inşa edildi” ifadesi yer alıyor. Diğer kitabede ise Ahzab Suresi’nin 40, 43, 44 ve 56. ayetleri yer almakta olup, bu ayetler yapıya manevi bir anlam kazandırıyor.
Farklı İnançların Birlikteliğini Yansıtan Nokta
Caminin hemen yanı başında bulunan Mar Petyun Keldani Kilisesi ve Surp Giragos Ermeni Kilisesi, Diyarbakır’ın çok kültürlü yapısının en somut göstergeleri arasında bulunuyor. Bu üç yapı; din, dil ve mezhep ayrımı gözetmeden kardeşçe yaşamanın sembolü olarak görülüyor.
Şeyh Mutahhar Camii İhtişamıyla Zamana Direniyor
Beş asırlık geçmişine rağmen mimari dokusunu koruyan Şeyh Mutahhar Camii, tarihî atmosferiyle ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor. Diyarbakır’ı ziyaret eden turistlerin uğrak noktalarından biri olan cami, tarih, kültür ve inanç turizminin kalbinde yer alıyor.
