Diyarbakır’ın arka sokaklarında yaşayan bir adam, çöpe atılan veya yere düşen renkli cam kırıkları, düğmeler, kumaş parçaları gibi nesneleri toplamaya başladı. Yıllar içinde biriktirdiği bu küçük parçalar, onun evinde adeta bir renk müzesine dönüştü.
“Her Renk Bir Hikâye Anlatır”
Topladığı objeleri duvarlara, kutulara ve eski mobilyalara yerleştirerek kendi sanatsal dünyasını kurdu. “Bu parçaların her birinin bir geçmişi var. Toplayarak onları yeniden yaşatıyorum” diyor.
Mahalleye Farklı Bir Dokunuş
Mahalle çocukları, renkli objeleri görünce merakla bakıyor ve ona yardım etmeye başlıyor. Bu sayede küçük bir topluluk içinde hem sanat hem de paylaşma kültürü oluşuyor.
Görünmez Ama İlham Veren
Kimse fark etmeden yapılan bu iş, mahallenin sessiz ama etkili bir ilham kaynağı haline geldi. Renklerin peşinden giden birinin hikâyesi, küçük şeylerin bile büyük anlamlar taşıyabileceğini gösteriyor.
