Diyarbakır’da Tarihi Sur’un Kalbinde Yükselen 874 Yıllık Camii

Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinde yer alan Hz. Ömer Camii, Aramice ve Latince yazıtları, tarihî kitabeleri ve yanındaki Şeyh Şüca Çeşmesi ile 874 yıllık geçmişini gözler önüne seriyor. Arkeologlar, camideki gizemli yazıtların çözülememiş olmasının bölgenin çok dilli ve çok kültürlü tarihine ışık tutabileceğini belirtiyor.

Diyarbakır’da Tarihi Sur’un Kalbinde Yükselen 874 Yıllık Camii

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde yer alan ve halk arasında Hz. Ömer Camii olarak bilinen yapı, hem mimari özellikleri hem de duvarlarındaki gizemli yazıtlarla ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Yapının iç duvarlarındaki yazıların Aramice, dış duvarlarındakilerin ise Latince olduğu tespit edildi ancak yazıların anlamı hâlâ çözülemedi.

Uzmanlar, bu çok dilli yazıtların, Diyarbakır’ın tarih boyunca farklı kültürlere ev sahipliği yaptığını ortaya koyabileceğini ifade ediyor.

Mardin Kapısı ve Üç Kapılı Surun İzleri

Caminin bulunduğu bölgedeki Mardin Kapısı, tarih meraklıları için ayrı bir öneme sahip. Yetkililer, batı surlarını incelediklerinde geçmişte burada üç kapının yan yana bulunduğunu ortaya koydu. Hz. Ömer Camii ise, bu üç kapıdan ikisinin kapatılmasıyla meydana getirilmiş.

Tarihî kaynaklara göre, Abbasiler döneminde Halife Mu‘tezid şehri kuşattıktan sonra bazı burçları yıktırmış, on yıl kadar sonra Halife Muktedir Billah döneminde surlar yeniden onarılmış ve yalnızca bugünkü kapı açık bırakılmış.

Muktedir Billah’a Ait Tarihî Kitabeler

Camii girişinde yer alan tek satırlık Muktedir Billah kitabesi, yapının tarihsel dönemine ışık tutuyor. Kapının kuzey cephesinde yüksek kemerin altında bulunan Nisanoğulları kitabelerinde, “Besmele ile başlayan ve Müeyyideddin Ebu Ali el-Hasan bin Ahmet bin Nisan tarafından yaptırıldığı” ifadeleri yer alıyor. Tarihçiler, bu kitabenin M.S. 1145–1154 yılları arasında yazılmış olabileceğini belirtiyor.

Hz. Ömer Camii mi, Şeddad Mescidi mi?

Caminin kapısında yer alan eksik bir vakfiye kitabesinde “Ömer” kelimesi geçmesi, halk arasında yapının Hz. Ömer Camii olarak anılmasına yol açtı. Ancak aynı kitabede “Mescid-i Şeddad” ifadesinin de yer alması, uzmanlara göre caminin aslında Şeddad Mescidi olabileceğini düşündürüyor.

Arkeologlar, kapının yanındaki silik ve kısmen kırık kitabelerde vakıf ve imam isimlerinin yer aldığını, taşların başka bir yerden getirilmiş olma ihtimalinin güçlü olduğunu belirtti.

Şeyh Şüca Çeşmesi: Bölgenin Tek Medrese Kalıntısı

Camii önünde yer alan Şeyh Şüca Çeşmesi, üç nişten oluşan geniş kemerli yapısıyla dikkat çekiyor. Zamanla silinmiş yazıtların, 1208–1209 (Hicri 605) yıllarına ait olduğu tahmin ediliyor. XII. yüzyılın başına tarihlenen çeşme, Şeyh Şüca Medresesi’nden günümüze ulaşabilen tek yapı kalıntısı olma özelliği taşıyor.

874 Yıllık Tarihin Sessiz Tanığı

Yaklaşık 874 yıllık geçmişiyle Hz. Ömer Camii, Diyarbakır’ın en eski ve en dikkat çekici yapılarından biri olarak tarih meraklılarını bekliyor. Arkeologlar, cami duvarlarındaki Aramice ve Latince yazıtların çözülmesiyle, şehrin çok dilli ve çok kültürlü geçmişine dair önemli ipuçları elde edilebileceğini vurguluyor.

Sur’un dar sokaklarında yükselen bu tarihi yapı, hem ziyaretçilerine hem de araştırmacılara geçmişin gizemli kapılarını aralama fırsatı sunuyor.