Diyarbakır’da Kiraz Taneyle Satılıyor: Ekonomik Sıkıntının Acı Tablosu
Diyarbakır’daki semt pazarlarında yaz mevsiminin en sevilen meyvelerinden biri olan kiraz, artık kilogramla değil, tane hesabıyla satılıyor. Artan gıda fiyatları ve daralan alım gücü, pazarlarda alışveriş alışkanlıklarını tamamen değiştirdi. Özellikle Napolyon cinsi kirazın kilogram fiyatının 300 TL sınırına dayanmasıyla, pazarcılar çareyi meyveyi tek tek satmakta buldu. Bu tablo, kentteki ekonomik daralmanın günlük yaşama yansımasını çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.
Tezgahtaki Yazı Her Şeyi Anlatıyor
Merkez ilçelerde kurulan semt pazarlarında vatandaşların karşısına çıkan bir manzara, sosyal medyada da gündem oldu. Bir pazarcı esnafının, kiraz tezgahına astığı “TANE 15₺ – Parasız Yaşama” yazısı, sadece fiyatlara değil, aynı zamanda ruh haline de ayna tuttu. Gıda enflasyonunun ciddi biçimde hissedildiği Diyarbakır’da bu tür görseller artık nadir değil. Ekonomik olarak zorlanan vatandaşlar, temel gıda maddelerinde bile tercihlerini azaltmak zorunda kalıyor.
Kiraz gibi mevsimlik ve lüks olarak görülebilecek meyveler, tüketici için artık kolay erişilebilir değil. Birçok kişi pazarlarda ellerinde hesap makinesiyle gezerek sadece birkaç adet meyve alabiliyor. Pazarcılar da taleplere göre ürünleri adet hesabıyla sunarak satış yapma yoluna gidiyor. Diyarbakır halkı için meyve alışverişi artık kilogram değil, “tane hesabı” üzerinden yürüyor.
Alım Gücündeki Düşüş Pazarlara Yansıyor
Pazar esnafı, birkaç yıl öncesine kadar bu kadar düşük bütçelerle alışveriş yapan müşteri görmediklerini dile getiriyor. Kiraz, şeftali, erik ve kayısı gibi yaz meyvelerinde gözle görülür bir düşüş yaşanırken, alıcıların en fazla 3-4 adet meyve alması, yeni bir alışveriş düzenini de beraberinde getirdi. Esnafın söylediğine göre, ürünlerin bozulmadan satılması da zorlaşmış durumda. Çünkü pahalı olan meyve uzun süre tezgahta kalıyor ve bu da hem esnafa hem tüketiciye zarar olarak yansıyor.
Kentte yaşayan dar gelirli vatandaşlar ise marketleri artık yalnızca etiketleri karşılaştırmak için dolaştıklarını belirtiyor. Pazarlarda bile fiyatlar alım gücünü aştığı için, kiraz gibi meyveler artık birer “lüks gıda ürünü” haline gelmiş durumda. Sadece kiraz değil, kavun, karpuz ve üzüm gibi diğer yaz meyvelerinde de benzer durumlar gözlemleniyor.

Tüketici Temel Gıdaya Yöneliyor
Meyve ve sebze fiyatlarındaki artışla birlikte tüketiciler daha çok temel gıda ürünlerine yönelmiş durumda. Pirinç, bulgur, makarna gibi uzun süre dayanan gıdalar halkın ilk tercihi olurken, meyve-sebze alışverişi listenin en sonuna itiliyor. Özellikle çocuklar için alınan meyveler bile seçilerek, az miktarda satın alınıyor. Bazı aileler çocuklarına sadece “tatmalık” meyve alabildiklerini, kiloyla meyve almanın artık hayal olduğunu dile getiriyor.
Bu durum sadece ekonomik bir tabloyu değil, aynı zamanda halk sağlığı açısından da risk teşkil ediyor. Uzmanlar, meyve ve sebzeye erişimin azalmasının ilerleyen süreçte beslenme dengesini bozacağını, çocuklarda gelişim problemlerine neden olabileceğini vurguluyor. Diyarbakır’da yaşanan bu tablo, benzer sosyoekonomik seviyedeki diğer şehirlerde de görülmeye başlandı.
Esnaf da Zor Günler Yaşıyor
Sadece tüketiciler değil, pazarcı esnafı da ekonomik krizden nasibini almış durumda. Satış yapamayan esnaflar, ürünlerini taneyle satarak hiç değilse zararlarını azaltmaya çalışıyor. Ancak ürün başına kazanç düşüklüğü, giderleri karşılamaya yetmiyor. Esnafın aktardığına göre, nakliye, kira, elektrik ve vergi gibi kalemlerdeki artışlar satıştan elde edilen geliri neredeyse sıfıra indiriyor. Birçok pazarcı, yaz sezonuna rağmen umdukları satışları yapamadıklarını ifade ediyor.
Diyarbakır’da özellikle sebze-meyve satışlarının merkezi olan Sur, Bağlar ve Kayapınar ilçelerinde bu tür durumlar daha sık görülüyor. Halkın büyük çoğunluğu alım gücünü kaybettiği için, pazarlarda sadece göz gezdirip alışveriş yapmadan ayrılanların sayısı gün geçtikçe artıyor. Bazı pazarcılar, alışveriş yapanlardan çok fiyat soranların olduğunu vurguluyor.
Ekonomik Gerçekler Günlük Hayatı Şekillendiriyor
Yaşananlar sadece ekonomik rakamlarla sınırlı değil; kent yaşamının dinamiklerini doğrudan etkileyen sonuçlar doğuruyor. Diyarbakır’da yaşanan bu durum, giderek daha fazla vatandaşın sağlıklı ve dengeli beslenme imkânından uzaklaştığını gözler önüne seriyor. Özellikle çocuklar için büyük önem taşıyan meyve tüketimi, artık aile bütçesinin dışına taşmaya başlamış durumda. Pazarcıların taneyle satış uygulaması, içinde bulunulan ekonomik şartların net bir yansıması olarak değerlendiriliyor.
Gıda enflasyonu ve halkın azalan geliri, Diyarbakır’daki gündelik hayatı doğrudan etkiliyor. Her geçen gün daha da daralan bütçeler, aileleri sadece ihtiyaçlarını karşılamaya itiyor. Gıda alışverişi artık keyif değil, mecburiyet haline gelmiş durumda. Kirazın taneyle satıldığı bir şehirde, ekonomik göstergeler değil, halkın yaşam pratiği asıl krizi ortaya koyuyor.
