Diyarbakır'ı ilk kim fethetti?

Mezopotamya'nın kapısı konumundaki Diyarbakır, yüzyıllar boyunca birçok medeniyetin iştahını kabartan stratejik ve tarihi önemi büyük bir kent olarak kayıtlarda yer aldı.

Diyarbakır'ı ilk kim fethetti?

Diyarbakır'ın İlk Fethi: Tarihi Değiştiren Komutan Kimdi?

Mezopotamya'nın kapısı konumundaki Diyarbakır, yüzyıllar boyunca birçok medeniyetin iştahını kabartan stratejik ve tarihi önemi büyük bir kent olarak kayıtlarda yer aldı. Fakat şehrin kaderini değiştiren en büyük dönüm noktalarından biri, İslam ordularının bu topraklara adım atmasıyla yaşandı. Tarih sayfalarında bu büyük dönüşüm, Diyarbakır’ın ilk fethi olarak yer aldı.

Halid bin Velid’in Komutasında Yeni Bir Dönem Başladı

Diyarbakır’ın fethi, İslam tarihinin önemli komutanlarından biri olan Halid bin Velid’in adıyla özdeşleşti. Efsanevi askeri dehasıyla tanınan Halid bin Velid, Hz. Ömer döneminde düzenlenen fetih hareketlerinin başında yer aldı. 639 yılında Diyarbakır üzerine yürüyen İslam ordusu, şehrin surlarını kuşatarak stratejik bir savaş yürüttü. Savaşın ardından Diyarbakır halkı, barış anlaşmasıyla şehri teslim etti. Bu fethin ardından şehir, İslam medeniyetinin etkisi altına girdi ve yeni bir kimlik kazanmaya başladı.

Surların Ardındaki Dönüşüm Başladı

Fetihle birlikte yalnızca yönetim değil, şehir yaşamı da kökten değişti. Camiler inşa edildi, medreseler açıldı ve İslam kültürüne uygun yeni yapılarla şehir adeta yeniden şekillendirildi. Diyarbakır surları artık sadece askeri değil, aynı zamanda kültürel bir simge haline geldi. Dicle Nehri’nin kıyısındaki bu kadim şehir, İslam dünyasının önemli merkezlerinden biri olmaya doğru ilerledi.

Fethin Ardından Gelen İslamlaşma Süreci

Fetih sonrası dönemde Diyarbakır’da yaşayan halkın büyük bir kısmı zamanla İslamiyet’i kabul etti. Şehirde Arap nüfusunun yanı sıra Türk, Kürt ve Zaza topluluklarının da artışıyla kültürel zenginlik derinleşti. Bu çeşitlilik, Diyarbakır’ı sadece dini bir merkez değil, aynı zamanda çok dilli ve çok kültürlü bir şehir haline getirdi. Halid bin Velid’in başlattığı bu yeni dönem, yalnızca o dönem için değil, Diyarbakır’ın tüm tarihsel kimliği için de belirleyici bir adım oldu.