Güneydoğu’nun medeniyetler diyarı Diyarbakır’ın arşivlerinden gün yüzüne çıkan ve ilk kez kamuoyuyla paylaşılan tarihi kareler, kentin yarım asır önceki sosyal dokusuna ışık tutuyor. 1972 yılına tarihlenen fotoğraflar, Diyarbakır’ın hafızasında iz bırakan isimleri halkın arasında, şehrin geleceğini konuşurken gösteriyor.

Aralarında dönemin Diyarbakır Belediye Başkanı Nejat Cemiloğlu ile Diyarbakırspor’un efsane başkanları Çelebi Eser ve Ali Kahraman’ın da bulunduğu şehrin önde gelen eşrafları, kentin işlek noktalarında vatandaşlarla bir araya geliyor. Dağkapı’da, Ulu Cami karşısındaki eski belediye binası önünde çekilen karelerde, Diyarbakır’ın sorunlarının halkla birlikte istişare edildiği görülüyor.
Sadece idari görevleriyle değil, toplumsal sorumluluklarıyla da öne çıkan bu isimler, Diyarbakır’ın “taşı kara, bahtı kara” olarak anılan makus talihini değiştirmek için mücadele eden bir kuşağı temsil ediyor. Aynı döneme ait bir diğer fotoğrafta ise Nejat Cemiloğlu, Çelebi Eser ve Ali Kahraman, Diyarbakır’ın sembol dini mekânlarından Hz. Süleyman ve Şehit Sahabeler Türbesi’nde dua ederken görülüyor. Ziyarette, Diyarbakırspor’un o dönemki futbolcularının da yer alması dikkat çekiyor.

Eşraflar Sadece Yönetici Değil, Akil İnsanlardı
Diyarbakır’ın efsane eşrafları, yalnızca belediye başkanı, spor yöneticisi ya da iş insanı kimlikleriyle değil; aynı zamanda “akil insan” vasıflarıyla da tanınıyordu. Kentin ekonomik ve sosyal gelişimine katkı sunan bu isimler, küskünleri barıştıran, sözü dinlenen ve her kesimde itibar gören şahsiyetler olarak hafızalara kazındı.
Özellikle merhum Çelebi Eser, hayırseverliğiyle Diyarbakır’da iz bırakan isimlerden biri oldu. Kendi adını taşıyan okul, cami ve eğitim kurumlarıyla kente kalıcı eserler kazandırdı. Nejat Cemiloğlu, Çelebi Eser ve Ali Kahraman, yol arkadaşlarıyla birlikte Diyarbakırspor’un yükselişine öncülük ederek şehrin spor tarihinde de önemli bir sayfa açtı.
13 bin yıllık tarihiyle yaklaşık 40 medeniyete ev sahipliği yapan, peygamberler ve sahabeler diyarı olarak anılan Diyarbakır’ın geçmişine dair bu kareler, bir dönemin nezaketini, dayanışmasını ve toplumsal ruhunu bugüne taşıyor. “Kimsenin yatağa aç girmediği şehir” olarak anılan Diyarbakır’ın hafızasında yer eden bu fotoğraflar, kentin sosyal tarihine dair önemli bir belge niteliği taşıyor.
