Diyarbakır’dan umutluyuz

Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Daire Başkanı Ahmet Minder, “Diyarbakır kadim bir şehirdir. Bu kadim şehir Cumhurbaşkanımızı kucakladı. Bölge halkı terörden çok zarar gördü. 16 Nisan’da halk gereken cevabı verecektir. Biz Diyarbakır’dan umutluyuz” dedi.

Diyarbakır’dan umutluyuz

SİNAN YILMAZ- ÖZEL HABER

Cumhurbaşkanlığı  İnsan Kaynakları Daire Başkanı Ahmet Minder, “ Birkaç gündür geziyoruz, dolaşıyoruz. Diyarbakır, referandumda patlama yapacak.” dedi.

Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Daire Başkanı Ahmet Minder,  ziyaretlerde bulunmak üzere Diyarbakır’a geldi.  Şehri gezen Minder, gazetemize konuştu.  Diyarbakır’da olmaktan mutlu olduğunu anlatan Minder,  şehrin köklü bir tarihe sahip olduğunu kaydetti. Minder,  “Diyarbakır kilit bir noktadadır. Diyarbakır bu bölgenin başkentidir. Bu bölgenin maddi ve manevi kalkınmanın motoru konumunda olabilecek bir potansiyele sahiptir. Eğer Diyarbakır sağlam olursa, bölge sağlam durur. Diyarbakır’da bir sakatlık olursa bölgede sakatlık olur. Onun için Diyarbakır’ın sağlam durması lazım. Bundan dolayıdır ki bu referandumda Diyarbakır’dan alınacak sonuç Türkiye’de herhangi bir vilayetten alınacak sonuçla kıyaslanamayacak kadar önem arz etmektedir” şeklinde konuştu.

16 Nisan’da yapılacak olan halk oylamasına değinen Minder, “Diyarbakır’da malum olmak üzere Kasım 2015 seçimlerinde yüzde 22 civarında AK Parti oy almıştı. Bizim kulağımız ve gözümüz 16 Nisan’da Diyarbakır’daki sonuçlarda olacaktır. Diyarbakır’da birkaç gündür geziyoruz, dolaşıyoruz. Yüzde 40 ile 50 arasında bir rakam olduğu söyleniyor. Bu referandum Türkiye açısından son derece önemlidir. Evet, Türkiye 1923 yılında bağımsızlığını kazandı. Lozan’da bağımsızlığı tescil edildi;ama maalesef elimiz ayağımız zincirlere vurulmuşçasına yıllardan beri çalışıyorduk. Bu referandumda Allah’ın izniyle ayaklarımızdaki prangaların boşalacağı bir referandum olacak. Çünkü Türkiye’yi kuranlar, ayaklarımıza ve ellerimize prangalar dolaştırmıştı. Bunun için bu referandumla beraber prangalardan sıyrılacağız. 1960 ihtilali oldu. İhtilalinin ardından 1961 Anayasası. Bu anayasa Türkiye’de iktidarın tek başına güçlü olmasını engelliyordu ve bir takım vesayet kurumlarını güçlü kılmıştır. Mesela Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, askeri kurumlar. Bundan dolayıdır ki bu vasiyet kurumları, hangi parti iktidara gelirse gelsin muktedir olamamıştır. İşte hani derler ya solcular, siz iktidar olursunuz ;ama muktedir olamazsınız. Niye, iktidar olup da muktedir olamıyorsun ;çünkü ayağında prangalar var, vesayet kurumları var. Vesayet kurumları güçlü olduğu sürece bir Yargıtay Başsavcısı bir kapatma davasını açar, kamuoyunu günlerce oyalar. Borsa inmiş, çıkmış, umurunda olmaz. Cumhurbaşkanlığı makamına oturmuş Sezer tarafından bir kitap fırlatılmış Başbakana ve Türkiye’de ekonomi alak bulak olmuş. Bunu yakın tarihimizde gördük. Bütün bu olumsuzlukların temelinde yatan durum Türkiye’de şoför koltuğunda 2 kişinin oturmasından kaynaklanıyor. Bir arabayı 2 kişi kullanamaz. Bir arabayı 2 kişi kullanırsa bu arabanın ne kadar sağ sağlam hedefine ulaşacağı meçhuldür. Bunun için bu referandumla beraber artık şoför koltuğunda tek kişi oturacaktır.

Bazı siyasilerimiz çıkıp, Başkanlık modeli gelmesi lazım, Türkiye’nin tek çıkış yolu Başkanlık diyen siyasiler olmamış mıdır. Menderes’ten Demirel’e kadar Özal’dan Erbakan’a kadar Türkeş’e kadar değişik siyasi parti liderleri Türkiye’de İstikrarlı bir yönetim olması için Türkiye’nin tam anlamıyla gelişip kalkınması için, tek başına iktidarın yetmediğini, bunun Başkanlık sistemi ile taçlandırmak gerektiğini ifade etmişler. Bu anlamda Türkiye’nin ağırlıkların üzerinden attığı bir adım olacaktır. 16 Nisan’dan sonra daha güçlü bir Türkiye olacağız.” Diye konuştu.

 

2015 yılında PKK’nın şehirde kazdığı hendekleri sert bir dille eleştiren Minder, “Suriye’yi 5 yılda parçaladılar.  Suriye’nin kuzeyinde PYD’nin kontrolünde bir devlet kurma çabası var ABD’nin özellikle. Bir takım kantonculuklar oluşturmuşlar, daha sonra bunları birleştirip, bir devletçilik kurma düşüncesindeler. Bunu Türkiye’nin güneydoğusunda Diyarbakır başta olmak üzere bölgelerle birleştirmek suretiyle bir Kürt devleti kurmaktır. Kurulacak olan Kürdistan devleti de esasında büyük İsrail devletinin kurulmasına zemin hazırlayacak bir yerdir. Hendekleri kazanların derdi demokrasi olsaydı. Zaten yüzde 70 oy almışsın, bu oyları aldığın yerde niye hendek kazıyorsun. Demokratik olarak halkın senle beraber. Artık sen bu halkına en iyi şekilde belediyecilik hizmeti ver. Yerel yönetimler anlamında en iyi hizmeti ver. Ama insanları öldürerek, çocukları dağa kaçırarak, şehirde hendek kazarak mesele çözülmez. Vatandaşın en temel hakkını engelliyorsun. Hendek kazıyorsun, vatandaşlar dışarıya çıkamıyor.  PKK’nın Kürtlükle alakası yoktur. Bu terör belasından inşallah hükümetimizin kararlı tutumu sayesinde bunları defetmek suretiyle bölgemiz huzura kavuşacaktır. 16 Nisan’da bunun için bir milattır. Terörün bir daha ortaya çıkmaması için “Evet” noktasında gerekli hassasiyeti ben göstereceğine inanıyorum. Halkımız son kaç aydan beri huzurlu yaşıyor” dedi.