Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesi, her sokağında Osmanlı’dan miras kalan çeşmelerle dikkat çekiyor. Uzmanlar, bu çeşmelerin yanı sıra bent, havuz, kemer ve su terazileri gibi yapılarla Osmanlı’nın su medeniyetinin izlerini taşıdığını belirtiyor.
Batıya kıyasla daha estetik ve gelişmiş bir mimariyle inşa edilen bu yapılar, yüzyıllardır kentin kültürel dokusuna estetik bir katkı sağlıyor. Su, İslam kültüründe hem dini hem toplumsal açıdan kutsal kabul ediliyor. Hz. Peygamber’in sünnetinde suyun önemi vurgulanmış, Osmanlı şehirlerinde ise çeşmeler, sebiller ve su vakıfları aracılığıyla halkın hayatına entegre edilmiş.
Sur Sakinlerinin Tepkisi Büyüyor
Ancak günümüzde bu tarihi miras, bakımsızlıkla mücadele ediyor. Sur sakinleri, çeşmelerin üzerlerinin yazılarla kirletildiğini, musluklarının söküldüğünü ve çöplerle dolduğunu ifade ediyor.

Bir mahalle sakini durumu şöyle özetliyor: "Çeşmelerin her biri tarihi bir geçmişe sahip. Her biri belli bir dönemin izlerini taşıyor. Ama şimdi çoğu çöp bırakma noktası haline gelmiş, muslukları sökülmüş, üzerleri yazılarla kirletilmiş."
Yetkililere Çağrı: Kültürel Miras Korunmalı
Sakinler, yetkililere çağrıda bulunarak tarihi çeşmelerin korunmasını istiyor: "Bu çeşmeler sadece su kaynağı değil, birer kültür mirası. Muslukların onarılmasını, temizlik ve bakım çalışmalarının yapılmasını istiyoruz. Tekrar kullanıma sunulmalı."
Uzmanlar ise Sur’un Osmanlı’dan günümüze ulaşan çeşmelerinin acilen bakıma alınmaması durumunda, asırlık su medeniyetinin izlerinin yok olabileceği konusunda uyarıyor.

Kültürel Değerin Geleceği Tehlikede
Diyarbakır’ın tarihi çeşmeleri, kentin kültürel kimliğinin önemli parçaları arasında yer alıyor. Tarihi ve estetik değeri yüksek bu yapılar, ihmal edildiğinde sadece fiziki olarak değil, kültürel olarak da zarar görebiliyor. Sur’daki bu mirasın korunması, hem kentin tarihine sahip çıkmak hem de gelecek nesillere aktarmak açısından büyük önem taşıyor.
