Ebû Lübâbe (r.a.)-12

Ebû Lübâbe, Benî Kurazya Yahudilerine Peygamberimizin sırrını açıkladık­tan hemen sonra, hata ettiğini anladı ve pişman oldu. Hz. Ebû Lübâbe, pişmanlı­ğını ve tövbesini şöyle anlatıyor:

“Vallahi onların yurdundan daha ayaklarım ayrılmamıştı ki, bu hareketimle Allah’a ve Resûlüne karşı kusur işlemiş olduğumu anladım. Çok pişman oldum! ‘Hepimiz Allah’a aitiz ve tekrar O’na döneceğiz.’ dedim. Yahudiler, ‘Ey Ebû Lübâbe, sana ne oldu?’ dediler. ‘Allah’a ve Resûlüne hainlik ettim!’ dedim. Göz­lerimden akan yaşlar, saka­lımı ıslattı. Kaleden aşağı indim. Kalenin arkasında başka bir yoldan mescide kadar git­tim. Kendimi direğe bağlattım. ‘Allah kalbi­mi biliyor.’ dedim. Tövbemi kabul etmedik­çe buradan ayrılmayacağım. Artık ben bir daha ne Benî Kurayzalılara yaklaşınm, ne de içinde Allah ve Resûlüne hainlik ettiğim bir memleketi bir daha görmek isterim…”[4]