Ülkenin Adalet Bakanı Yvonne Dausab, Namibya Liman İdaresi de dahil olmak üzere ilgili makamlara işgale silah taşıyan "MV Kathrin" gemisinin Namibya sularına girmesine izin verilmemesi yönünde cesur bir çağrıda bulundu.

Dausab, Pazar günü New Era'ya verdiği demeçte, "Evet, Namport'tan, MV Kathrin gemisinin limanlarımıza yanaşmasına izin verilmemesi talebini değerlendirmesini istedim." dedi.

Aldıkları bu kararın Namibya'nın devam eden Gazze'deki saldırılara ilişkin duruşuyla örtüştüğünü ve ülkesinin Filistin'e desteğini ve şiddetin sona ermesi çağrısını yansıttığını ifade eden Dausab, Adalet Bakanı olarak Namibya'nın uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerine, özellikle de Namibya'nın taraf olduğu Soykırım Sözleşmesi gibi sözleşmelere uymasını sağlamaktan sorumlu olduğunu söyledi.

Dausab, "Bir geminin israile yönelik silahlar taşıyabileceği yönündeki raporları aldıktan sonra, Kabine, Uluslararası İlişkiler Bakanlığı, Bayındırlık Bakanlığı ve Emniyet ve Güvenlik Bakanlığı'na bir mektup yazarak, sadece Soykırım Sözleşmesi kapsamında değil, aynı zamanda Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) yakın zamanda verdiği tavsiye görüşünde de belirtildiği gibi uluslararası yükümlülüklerimizi hatırlattım ve tavsiyelerde bulundum. Bu arka plana dayanarak, ilgili makamlardan MV Kathrin gemisinin Walvis Bay limanına yanaşmasına izin vermemelerini talep ettim." ifadelerini kullandı.

Bakan ayrıca, Namibya Polis Kuvvetleri tarafından yapılan daha detaylı soruşturma sonucunda, geminin gerçekten işgal rejimine yönelik patlayıcı madde taşıdığının tespit edildiğini ve geminin Namibya sularına girmesinin yasaklandığını, "bunun israilin savaş suçlarını, insanlığa karşı suçlarını, soykırımını ve Filistin'in hukuka aykırı işgalini desteklememe veya bunlara ortak olmama yükümlülüklerine uyduğunu" açıkladı.

Tüm ülkelerin, özellikle Afrika ülkelerinin bu örneği izlemesi ve güç ve kapsamları dahilindeki her türlü eylemi yaparak Filistin halkına destek göstermeleri halinde bunun cesaret verici olacağını söyleyen Dausab, Namibya'nın Filistin halkının yasadışı işgalden uzak, kendi kaderini tayin hakkını destekleme konusunda kararlı olduğunu ve kendilerine karşı işlenen devam eden soykırımı kınadığını sözlerine ekledi.

Dausab, Namibya'nın işgal rejimi ile ilişkilerinde Boykot, Yatırımların Çekilmesi ve Yaptırımlar (BDS) konularının Uluslararası İlişkiler ve İşbirliği Bakanlığı'nın alanı olduğunu ve Bakanlar Kurulu kararının şu anda değerlendirme ve soruşturma altında olduğunu sözlerine ekledi.

BDS hareketi, Filistin sivil toplumu tarafından yönetilen, 2005 yılında başlayan küresel bir kampanyadır. 

Hareket,Filistinlilere yönelik muameleye ilişkin uluslararası hukuk ihlallerini sonlandırması için işgal rejimine ekonomik ve politik baskı yapılması çağrısında bulunuyor. Hareket, siyonist mal ve hizmetlerinin boykot edilmesini, işgal rejimi politikalarıyla bağlantılı şirket ve kurumlardan yatırım çekilmesini ve işgale yaptırım uygulanmasını savunuyor.

Ruanda'da ölümcül Marburg virüsü salgını Ruanda'da ölümcül Marburg virüsü salgını

BDS'nin üç temel hedefi bulunuyor: siyonist rejimin Filistin topraklarındaki işgaline son vermek, işgal altındaki topraklarda bulunan israil vatandaşı Filistinlilerin haklarını tanımak ve Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkını desteklemek. (İLKHA)

Kaynak: İLKHA