Türk şair ve mutasavvıf Yunus Emre, 1240 (Hicri 638) yılında Eskişehir’in Mihalıççık ve Sivrihisar ilçeleri arasında bulunan, günümüzde Sarıköy olarak anılan bölgede doğmuştur. Eskişehir'de adı birçok kurum, mekan ve farklı alanlarda kullanılan Yunus Emre'nin ismi, bitişik ve ayrı ayrı yazılarak kullanılmaktadır. Doç. Dr. Bozkurt, konu hakkında yaptığı açıklamalarda, "Yunus" kelimesinden başlanması gerektiğini vurgulayarak, "u" sesinin "Yuunus" şeklinde uzatılması gerektiğini ifade etmiştir.
"Yunus" kelimesi Kur'an-ı Kerim'de geçen peygamber adlarından biridir. "Emre" kelimesi ise ilk kez Uygur Türkçesinde "Amrak" olarak görülmüş, daha sonra "Amrakh" şeklinde evrim geçirmiş ve "Emrah" ile "Emre" olarak kullanılmıştır. İkisi de aynı anlama gelir, yani sevgili, seven ve âşık anlamına gelir. Yunus Emre'nin hocası Tapduk Emre'de "Emre" kelimesini aşık anlamında mahlas olarak kullanmıştır.
Yunus Emre'nin yazımıyla ilgili olarak, öğretim üyesi Doç. Dr. Ferdi Bozkurt, "Yunus" ve "Emre" kelimelerinin birleşiminden oluşan bir unvan grubunu temsil ettiğini belirtmiştir. Bu unvan grubunun ayrı yazılması gerektiğini ifade eden Bozkurt, örnek olarak Ahmet Paşa ve Sinan Paşa gibi unvan gruplarının ayrı yazılması gerektiğini söylemiştir. Ancak, zaman içinde yer adlarının kalıplaşmasıyla "sözcükselleşme" oluştuğunu ve bunun dildeki değişim sürecinden kaynaklandığını belirtmiştir. Yunus Emre'nin isminin, zamanla kalıplaşmasıyla birlikte bitişik yazılması muhtemel bir durum olabilir.
Ayrıca, vatandaşların görüşlerine yer verilmiş; Cavidan Yılmaz, hecelendiğinde ayrı yazılması gerektiğini savunmuş, Ömer Kıvrak ise Yunus ve Emre'nin ayrı isimler olduğunu belirterek eğitimle uyumlu olarak ayrı yazılması gerektiğini ifade etmiştir.