Yüce Allah(cc) biz kullarına verdiği nimet ve rızıklardan, ihtiyaç sahiplerine, fakir, yetim, yoksul ve muhtaçlara zekât ve sadaka olarak vermemizi emrediyor. Bu hususta bizlere şöyle emrediyor:  “Size rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcayın.” (Bakara suresi. 2/ 254, 22/35, 32/16, 35/29, 2/3.) “Allah yolunda gece ve gündüz / gizlice ve açıktan harcayın.” (Bakara.2/274. 14/31. 13/22. 16/75.) “ Darlıkta ve bollukta Allah yolunda harcayanlar.” (Al-i İmran.3/134.)  “Haydi, hep hayırlara koşun, hayırda yarışın.”  (Bakara.2/148.) “Allah yolunda her ne harcarsanız Allah onun yerine başkasını verir.” (Sebe’ .34/39.) “Her hangi birinize ölüm gelip de, “Ey Rabbim! Beni yakın bir zamana kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam! demeden önce, size rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayın.” (Münafikun.63/10.)  “Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver.” (İsra.17/26.)  “Onlar, korkarak ve ümit ederek rablerine ibadet etmek için yataklarından kalkarlar. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de Allah için harcarlar.”  (Sebe.32/16.)

Yüce Allah, kendi yolunda harcama yapmayıp,  cimrilik yapanları ise yermektedir.

 “Size ne oluyor da Allah yolunda harcama yapmıyorsunuz?” (Hadid. 57/10.) “ Kim cimrilik yaparsa ancak kendi zararına cimrilik yapmış olur. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz” (Muhammed. 47/38.) “Hayır, hayır! Yetime ikram etmiyorsunuz. Yoksulu yedirmek konusunda birbirinizi teşvik etmiyorsunuz.” (Fecr. 89/17-18.)  “Elini boynuna bağlayıp cimri kesilme, büsbütün de açıp tutumsuz olma. Yoksa pişman olur açıkta kalırsın.”   (İsra.17/29.)

“Ey iman edenler! Hiçbir alış verişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatin olmadığı kıyamet günü gelmeden önce, size rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcayın.” (Bakara.2/254.)

Yüce Allah (cc),  Malını Allah için infak eden, zekâtını ve sadakasını veren hayırsever kimselerin kazanacağı mükâfatları ise Kur’an’ da şöyle bildirmektedir:

“Allah yolunda harcayanlar var ya, onlar için büyük bir mükâfat vardır.” (Hadid. 57/7.) “Mallarını Allah yolunda harcayan (infak edenlerin) durumu yedi başak bitiren ve her başakta yüz tane bulunan bir tohum gibidir. Allah dilediğine kat kat verir. Allah lütfü geniş olandır.” (Bakara.2/261.) Mallarını gece gündüz; gizli ve açık Allah yolunda harcayanlar var ya, onların Rableri katında mükâfatları vardır. Onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olacak değillerdir.” (Bakara su.2/ 274.)

“Her kim malındaki Allah hakkını verir, (cimrilikten) sakınır ve (verdiğinin yerine daha iyisinin verileceğine) inanırsa, artık biz bu kimseye muhakkak vicdan rahatı verir ve ahiret mutluluğunu kolay kılarız. Kim cimrilik eder, kendini müstağni (ihtiyacı yok) sayar ve en güzel olanı da yalanlarsa biz de onu en zor olana hazırlarız.” (Leyl suresi.92/5-11.)

Ebu Hureyre (ra) den nakledilen bir hadiste Allah Resulü (sav)’in şöyle buyurduğu bildirilmiştir: "Allah (cc) kıyamet gününde (bir kimseye) şöyle seslenecek:

“Ey Âdemoğlu! Hastalandım, beni ziyaret etmedin.” (O şahıs), “Ey Rabbim! Sen âlemlerin rabbisin, ben seni nasıl ziyaret edebilirim?” deyince Allah (cc), “Falan kulum hastalandı, onu ziyaret etmedin, eğer onu ziyaret etseydin beni onun yanında bulacağını bilmiyor muydun?” diyecek.

 Allah (cc)  “Ey Âdemoğlu! Yiyecek istedim bana (yemek) yedirmedin' diyecek. (O şahıs), “Ey Rabbim, Sen âlemlerin Rabbisin, ben Sana nasıl (yemek) yedirebilirim? “Deyince, Cenab-ı Hak, “Falanca kulum senden yiyecek istediğinde ona (yemek) yedirmedin, şayet ona yemek yedirseydin bunu(n karşılığını) benim yanımda bulacağını bilmiyor muydun?” Diyecek. (Müslim, Birr, 13.)

Hadis, Yüce Allah'ın, kullarına yapılan iyiliği, âdeta kendisine yapılmışçasına önemsediği ve bu düzeyde değerlendirdiğinin çarpıcı bir ifadesidir. Böyle bir anlatımı Kur'an-ı Kerim'de de görmekteyiz. İhtiyaç sahiplerine;  başa kakmadan, faiz almadan, ödeme konusunda sıkıştırmadan verilen, hatta ödeyemeyecek duruma düşenlere sadaka niyetiyle bağışlanan borç anlamındaki “karz-ı hasen" (güzel borç) le ilgili şu ayette olduğu gibi.

"Eğer siz Allah'a güzel bir borç verirseniz, Allah onu size, kat kat öder ve sizi bağışlar. Allah, şükrün karşılığını verendir, halimdir." (Teğâbun, 17) ayetinde "Allah'a borç verme" ifadesi nasıl mecazen kullanılmışsa, hadiste yer alan,  “Allah'ı ziyaret etmek, ona yiyecek vermek” ifadeleri de mecazen kullanılmıştır.  Başka bir Hadis-i Şerifte Peygamber (sav) şöyle buyuruyor:  “Bir mümin bir aç mümini doyurursa, Allah da o mümini cennet meyveleriyle doyuracaktır. Yine bir mümin, susuz kalan bir mümine bir şeyler içirip susuzluğunu giderirse, Allah kıyamette ona (misk ile mühürlenmiş lezzetli bir içecek olan) Rahik-ı Mahtum’dan içirecektir. Yine bir mümin elbiseye ihtiyacı olan bir mümini giydirirse, Allah da ona cennetin yemyeşil elbiselerinden giydirecektir.” (Tirmizi, Kıyame, 18.)

“Müslüman Müslümanın (din) kardeşidir. Müslüman, kardeşine zulmetmez ve onu haksızlık edenin eline bırakmaz. Her kim, Müslüman kardeşinin yardımında bulunur ve onun ihtiyacını giderirse Allah da ona yardım eder. Her kim, Müslümanın bir sıkıntısını giderirse Allah buna karşılık onun kıyametteki sıkıntılarından birini giderir. Her kim bir Müslümanın ayıbını örterse Allah da kıyamet günü onun ayıbını örter.”   (Müslim, Birr, 58; B:2442 Buhârî, Mezâlim,3)

Cömertlik ise, karşılıksız fakirlere ikram etmektir. Verilen şeyden karşılık beklenirse o, cömertlikten ziyade, ticaret olur. Cömert kişi ihsan ve ikramda bulunduğu müddetçe Allah’ın rızasını kazanır. Cimrilik ise, insanı Allah’ın sevgisinden ve rızasından mahrum bırakır. Cimrilik bir hastalıktır. Kişinin sadece kendi menfaatini önemseme, egosunu tatmin etme, biriktirme, biriktirdiklerinden istifade edememe, sahip olduğu hiçbir şeyi paylaşamama hastalığıdır. Cimri egoisttir, sadece kendini düşünür. Fakat servetini kendisi için dahi harcayamaz. Yüceliği malında, mülkünde, sahip olduğu eşyada arar, huzuru ve mutluluğu. Sahip olduklarının ebedi olduğunu ve kendisini sonsuzluğa taşıyacağını zanneder. Yüce Yaratıcı bu gibi kişilere şöyle seslenir: “ De ki: Rabbimin rahmet hazinelerine eğer siz sahip olsaydınız, tükenir korkusuyla cimrilik yapardınız.”  (İsra su. 17/ 100.) (Ki o,) bir mal toplayan ve onu sayıp durandır! (O,) malının gerçekten kendisini ebedî kılacağını (ölümsüzleştireceğini) sanır! (Hümeze Sûresi, 104/2,3)

Furkan suresinde Rahman’ın has ve sevimli kullarının özellikleri sayılırken, müminin iki özelliğinden söz edilmektedir. Mallarını israf etmezler, Cimrilikte bulunmazlar. “Onlar, harcadıklarında ne israf ne de cimrilik edenlerdir. Onların harcamaları, bu ikisi arası dengeli bir harcamadır.”  (Furkan.25/ 67.)

“Allah’ın kendilerine lütfünden verdiği nimetlere cimrilik edenler, bunun, kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır! O kendileri için bir şerdir. Cimrilik ettikleri şey kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.” (Al-i İmran.3/ 180.)

  Peygamber  (sav) Efendimiz cömert kişi ile cimri kişilerin durumu ile ilgili şöyle buyurmaktadır:  “ Cömert, Allah’a yakın, cennete yakın, insanlara yakın, ama cehennemden uzaktır. Cimri ise Allah’tan uzak, cennetten uzak, insanlardan uzak, ama cehenneme yakındır. Cömert cahil, Yüce Allah katında cimri abidden daha sevimlidir.” (Tirmizi, Birr,40.)

Hz. Peygamber, malını Allah yolunda harcayan kişi ile hayır yolunda harcamayıp cimrilik yapan kişilerle ilgili şöyle buyurmaktadır: “Kulların sabaha eriştiği her gün (yeryüzüne) iki melek iner. Bu iki melekten biri, “Allah’ım, malını hayır yolunda harcayan kişiye (harcadığı malın yerine) yenisini ver.” Der. Diğer melek de, “Allah’ım, malını (hayır yollarında harcamayarak) elinde tutan (cimrilik eden) kişinin malını telef et.” Der.”   (Buhari, Zekât, 27.)