Diyarbakır, yazın son günlerinde dikkat çekici bir doğa olayına ev sahipliği yapıyor. Gündüzleri termometrelerin 39-40 dereceyi gösterdiği şehirde, geceleri ise hissedilir derecede serinlik yaşanıyor. Bu durum, hem şehir merkezinde hem de kırsalda günlük yaşamı doğrudan etkiliyor.
Uzmanlar, Diyarbakır’ın coğrafi yapısı ve iklim özellikleri nedeniyle gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkının fazla olduğunu belirtiyor. Gündüzleri güneşin etkisiyle kavrulan taş sokaklar ve sur duvarları, akşam saatlerinde serin rüzgarlarla soğumaya başlıyor. Bu değişim, hem şehrin atmosferini hem de insanların yaşam alışkanlıklarını şekillendiriyor.
Gündüz saatlerinde vatandaşlar daha çok gölgelik alanlarda vakit geçirirken, akşamları ise sur içindeki dar sokaklar ve avlular, serinliğin tadını çıkarmak isteyenlerle doluyor. Özellikle yazın son günlerinde bu fark daha da belirginleşiyor.
Şehirde yaşayanlar için bu sıcaklık değişimi, hem günlük giyimi hem de yaşam biçimini doğrudan etkiliyor. Gündüz ince ve hafif kıyafetlerle dolaşmak zorunlu hale gelirken, gece saatlerinde serin hava bazen ince bir örtüye ihtiyaç hissettiriyor.
Bu sıcaklık farkı, Diyarbakır’ın yalnızca iklimsel değil, kültürel yaşamına da yansıyor. Gündüz sıcağında boş kalan sokaklar, akşam saatlerinde hareketleniyor; pazar yerleri, parklar ve sur dipleri daha canlı hale geliyor.
Ağustos’un son günlerinde gece ile gündüz arasındaki bu keskin fark, Diyarbakır’ı ziyaret edenler için de şaşırtıcı bir deneyim sunuyor.