Diyarbakır’ın Sur ilçesinde geleneksel çerçicilik mesleğini sürdürmeye çalışan 20 yıllık esnaf Sadık Öz Karakaş, modern alışveriş kültürünün yaygınlaşmasıyla mesleğin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. Çerçiciliğin, AVM ve büyük mağazaların olmadığı dönemlerde mahalle sakinlerinin temel ihtiyaçlarını karşıladığı önemli bir meslek olduğunu vurgulayan Öz Karakaş, “Bugün AVM’lerin atası çerçilerdir” ifadelerini kullandı.
“Mahalle Mahalle Gezer, Takas Bile Yapardık”
Mesleğin geçmişine değinen Öz Karakaş, yıllar önce çerçilerin birer gezici market gibi hizmet verdiğini hatırlattı.“Tahta arabaya mutfak gereçlerinden oyuncaklara kadar her şeyi doldurur, sokak sokak dolaşırdık. Hem para hem de takas usulü satış yapardık. Çerçi geldiğini duyan herkes kapıya koşardı” diyerek mesleğin altın çağını anlattı.
“Şehir Merkezinde İş Kalmadı, Köylerde Ayaktayız”
Alışveriş merkezleri, zincir mağazalar ve marketlerin çoğalmasıyla şehir içindeki satışların büyük oranda azaldığını belirten Öz Karakaş, çerçiciliğin bugün yalnızca kırsalda karşılık bulduğunu söyledi:“Şehir merkezinde rekabet çok büyük, eskisi gibi iş yapamıyoruz. Köylere gittiğimizde hâlâ satış yapabiliyoruz, çünkü insanlar bu mesleği ve samimiyeti hatırlıyor.”
Heybeli Çerçilerin İncelikleri: “Bir Süpermarket Gibi Düzenli Olmak Gerekir”
Çerçiciliğin hem emek hem de esnaflık gerektiren özel bir meslek olduğunu vurgulayan Öz Karakaş, omuzda taşınan heybelerin adeta küçük birer reyon gibi düzenlendiğini belirtti: “Kapı kapı dolaşır, hizmeti insanların ayağına götürürdük. Pazarlık işin doğasında vardı. Köylere gittiğimizde darı, buğday, dut, ekmek gibi ürünlerle takas yapmaya devam ettiğimiz olur.”
“Mesleğimiz Artık Tarih Oluyor”
Toplumsal değişimle birlikte çerçiciliğin işlevini yitirdiğini dile getiren Öz Karakaş, bugün sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen çerçilerin mesleği ayakta tutmaya çalıştığını söyledi:“Artık bir alışveriş mecrası olarak görülmüyoruz. Mesleğimiz tarihteki yerini tamamladı. Biz de son temsilciler olarak geleneği sürdürmeye çalışıyoruz.”