AİLE: İNSANIN DÜNYADAKİ CENNETİ

İnsan, dünyaya gelince gözlerini bir aile ortamında açmaktadır. Fakat o, bu aile fertlerini kendisi seçmiş değildir. Allah’ın kanunu gereği bu insanlarla sıla-ı rahim bağı ile bağlanmış durumdadır. Bu bağı korumak Allah’ın emridir. Zira Hz. Peygamber’den (s.a. s.) rivayet edilen hadis-i şerifte aktarıldığına göre Cenab-ı Hak, bu konuda “kim sıla-ı rahim bağını koparırsa benimle kendisi arasındaki bağı koparmış gibidir” buyurmaktadır.[1] Özellikle ailenin kurulması, korunması ve varlığının devam ettirilmesi noktasında birincil vasıta olan anne ve babamıza karşı çok büyük sorumluluklarımız ve azami dercede vefa borcumuz bulunmaktadır.

Özellikle ailemizin temelini teşkil eden annemizin üzerimizdeki hakkı çok büyüktür. Zira ayette de ifade edildiği gibi anne, acı üstüne acıya katlanmak suretiyle insanı rahminde taşımış ve daha sonra onu dünyaya getirmiştir. Bu eziyetli ve meşakkatli süreç çocuğu dünyaya getirmekle bitmiyor.  Asıl zorlu maraton bundan sonra başlıyor. Bu aşamadan sonra çocuğun emzirilmesi, bakımı, temizliği, giydirilmesi gibi meşakkatli süreçler başlıyor.

Bundan dolayı ayet-i kerimede de işaret edildiği gibi biz küçükken bize gözü gibi baktıkları gibi biz de, ihtiyarlanıp günlük geçimini ve basit ihtiyaçlarını bile karşılyamamaz hale gelen anne ve babamıza gözümüz gibi bakmalıyız. Onlara her daim yardımcı olmamız gerektiğini aklımızdan çıkarmamalı ve bu konuda elimizden gelen gayreti göstermeliyiz.

Yaşlılık döneminde büyüklerimizin kalbi genellikle hasas ve kırılgan olduğundan dolayı onlarla konuşurken sarf ettiğimiz sözlere dikkat etmeli, onları incitecek laflar etmemeliyiz. Ayet-i kerimenin tabiri ile onlara en ufak bir bıkkınlık belirtisi olan “öf”  bile dememeliyiz. Zira hadis-i şerifte ifade edildiği gibi Allah’ın bir kişiden razı olması, annesinin ve babasının o kişiden razı olmasına bağlıdır.

Mümin, aynı ana rahmini paylaştığı kardeşlerine karşı da saygı ve sevgide kusur etmemeli, onlara karşı gayet hoşgörülü, merhametli ve anlayışlı olmalıdır. Sünnet, nişan, düğün, hastalık gibi iyi günde de kötü günde de onların yanında olmalı ve bu şekilde aralarındaki rahim bağını pekiştirmelidir. Dede-nine, amca-hala, dayı-teyze ve diğer akrabalar konusunda da akrabalık bağına dikkat etmemiz gerekiyor.

Mutlu ve mesut bir aile için anlayışlı, hoşgörülü ve güzel ahlak sahibi olmak gerekmektedir. Zira güzel ahlak, aileyi ayakta tutan en önemli unsurlar arasında yer almaktadır.  Zira Peygamber Efendimiz bu konuda hadis-i şerifinde: “Mü’minlerin imanca en kâmil olanı, ahlâkı en güzel olandır. En hayırlınız da ailesine hayırlı olandır buyurmaktadır.”

Ailenin en güzel semeresi olan çocuklarımız bize Allah’ın emanetidir. Onların hukuku konusunda da Allah’tan korkmamız gerekmektedir. Çocuklar arasında adil olmalı; cinsiyet, yaş ve benzeri farlılıklardan yola çıkarak evlatlarımız arasında ayırım yapmamalı ve hiç çocuğu olmayan insanların varlığını unutmamalıyız. Bu insanların çocuk sahibi olma ümidiyle hastaneden hastaneye dolaştıklarını aklımızdan çıkarmamalı ve bu konuda duyarlı olmalıyız. Kendimiz için istediğimiz güzel şeyleri onlar içinde istemeliyiz.

Çocuklarımızın kendilerini gerçekleştirmesi ve sağlıklı bir şekilde geleceklerini inşa edebilmeleri için onlara destek ve yol gösterici olmamız gerekmektedir. Bu konuda yapacağımız en küçük bir yanlış hareket, onların şevkini kırabilir. Bu nedenle onlarla iletişim kurarken buyurgan bir tavır değil bir arkadaş gibi onlarla diyalog kurmalı ve elimizden gelen maddi-manevi desteği sağlamalıyız. Zira hadislerde de ifade edildiği gibi ailemiz içerisinde bakmakla yükümlü olduğumuz kişilerin geçimini sağlama ve günlük ihtiyaçlarına karşılama yükümlülüğümüz bulunmaktadır. Bu konuda ihmalkâr davranmak büyük bir vebaldir.

Aile bireylerimize edeb ve hayaya uygun bir şekilde giyinmeleri konusundan telkinde bulunmalı ve içerisinde yaşadıkları toplumun hassasiyetlerine dikket etmeleri noktasında tavsiylerde bulunmalıyız. Son olarak ayette ifade edildiği gibi aile bireylerimizin iyi birer insan olamaları için dua etmeli ve onların kötülükten korunmaları için Allah’tan yardım dilemeliyiz.