Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinde, 1923 yılında kurulan “Helvacı Kadri” işletmesi, bir asrı aşan geçmişiyle kentin en eski tatlıcıları arasında yer alıyor. Üç kuşaktır aynı yöntemleri kullanarak üretim yapan işletme, Diyarbakır’ın yöresel tatlı kültürünü yaşatmaya devam ediyor.
Helva ustası Kadri Vuranel, dedesinden devraldığı helvacılık mesleğini, modern makineler yerine geleneksel yöntemlerle sürdürüyor. Vuranel, “İlk günden beri aynı usulle üretim yapıyoruz. Hiçbir teknolojik alet kullanmadan, süpürge ile çırpma, taş ocakta pişirme gibi tüm aşamaları eski usulle gerçekleştiriyoruz” dedi.
“Bu Meslek Dedemizden Kaldı”
Aile geleneğini sürdürmenin gururunu yaşadığını dile getiren Vuranel, “Bu meslek bize dedemiz Hacı Hasan Eroğlu’ndan kaldı. Onun öğrettiği şekilde, helvalarımızı tamamen elle yapmaya devam ediyoruz” diye konuştu.
“Doğanın İçinden Gelen Lezzet”
Helva yapımında doğadan toplanan çöven otunun önemli bir yer tuttuğunu belirten Vuranel, süreci şöyle anlattı:“Dağlardan topladığımız çöven otunu kaynatıp, beyaz köpük kıvamına gelene kadar karıştırıyoruz. Ardından soğutulmuş şekere ekleyip taş değirmende kaynatıyoruz. Son aşamada iki karışımı tahta köpüçle sürekli karıştırarak helvayı tamamlıyoruz.”
“Tamamen Doğal, El Emeğiyle Üretim”
El emeğine dayalı üretimin zorluklarına dikkat çeken Vuranel, “Her aşaması saatler süren yoğun bir emek gerektiriyor. Ancak hiçbir yapay katkı maddesi kullanmadan, tamamen doğal malzemelerle üretim yapıyoruz. Helvalarımıza şehir dışından da büyük ilgi var, sipariş alıyoruz” ifadelerini kullandı.
Diyarbakır’ın tarih kokan sokaklarında faaliyet gösteren “Helvacı Kadri”, yüz yılı aşkın süredir hem yöre halkının hem de kente gelen ziyaretçilerin damaklarında unutulmaz bir tat bırakmaya devam ediyor.