Diyarbakır Gezilecek Yerler Rehberi

UNESCO mirası surlarından Dicle kıyısındaki köprüye, taş avlulu hanlardan tarihi cami ve kiliselere kadar Diyarbakır, her adımında geçmişin izlerini taşıyan bir açık hava müzesi gibi. İşte Diyarbakır’a gelenlerin mutlaka görmesi gereken yerler…

Tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapan Diyarbakır, her taşında, her sokağında binlerce yıllık bir hikâye barındırıyor. Zengin kültürel dokusu ve mimari mirasıyla öne çıkan şehir, yerli ve yabancı turistlerin son yıllarda en çok ilgi gösterdiği destinasyonlardan biri haline geldi.

Kentin simgesi haline gelen Diyarbakır Surları, yaklaşık 5 kilometrelik uzunluğu ve 82 burcu ile Çin Seddi’nden sonra dünyanın en büyük savunma yapılarından biri olarak biliniyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan surlar, görkemli yapısıyla ziyaretçilerini büyülüyor. Surların hemen eteklerinde uzanan Hevsel Bahçeleri ise doğa ile tarihin iç içe geçtiği bir başka durak. Dicle Nehri’nin suladığı bu verimli topraklar, binlerce yıldır kentin yaşam kaynağı olmayı sürdürüyor.

Şehrin dini ve kültürel kimliğini yansıtan bir diğer yapı ise Diyarbakır Ulu Camii. Anadolu’nun en eski camilerinden biri olarak kabul edilen bu kutsal yapı, bazalt taş işçiliğiyle dikkat çekiyor. Kare planlı minaresi ve sade mimarisiyle hem tarih meraklılarının hem de fotoğraf tutkunlarının uğrak noktası haline gelmiş durumda.

Dicle Nehri üzerinde yükselen On Gözlü Köprü de Diyarbakır’ın en çok ziyaret edilen noktalarından biri. Halk arasında “Dicle Köprüsü” olarak da bilinen yapı, taş kemerleriyle gün batımında kartpostallık görüntüler oluşturuyor. Nehir kıyısındaki yürüyüş alanları, kente gelen misafirlere huzurlu bir manzara sunuyor.

Kentin tarihi hanlarından Sülüklü Han, bugün kahve ve çay eşliğinde tarihle baş başa kalmak isteyenlerin tercihi. Adını avlusundaki kuyuda geçmişte tedavi amaçlı kullanılan sülüklerden alan han, bazalt taş mimarisi ve geniş avlusuyla ziyaretçilerini tarihte bir yolculuğa çıkarıyor.

Diyarbakır’ın çok kültürlü yapısının bir yansıması olan Surp Giragos Kilisesi ise, kentin dini çeşitliliğini simgeliyor. Türkiye’nin en büyük Ermeni Apostolik kilisesi olarak bilinen yapı, 2011 yılında restore edilerek yeniden ibadete açıldı. Sessiz atmosferi ve zarif taş işçiliğiyle dikkat çeken kilise, hem mimari hem de tarih meraklıları için görülmeye değer.