Tarihi Bir Dönemeç: Silahların Susması, Sözün Yükselmesi
Tarihi Bir Dönemeç: Silahların Susması, Sözün Yükselmesi
Türkiye, terörle mücadelede onlarca yıl süren acı dolu bir süreci geride bırakmaya hazırlanıyor. Güvenlik güçlerimizin kararlılığı, milletimizin feraseti ve devlet aklının stratejik derinliği sayesinde bugün artık silahların susması konuşuluyor. Bu gelişme, sadece terörle mücadelede bir başarı değil, aynı zamanda millet iradesinin, demokrasiye ve barışa olan bağlılığının da bir zaferidir.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, her fırsatta “tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” ilkesiyle milletin birliğini ve beraberliğini savundu. Teröre karşı tavizsiz duruşu, kararlılığı ve liderliği, bu süreçte belirleyici bir unsur olmuştur. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde atılan adımlar, ülkemizin bölünmez bütünlüğüne yönelik tehditlerin kararlılıkla bertaraf edilmesini sağlamıştır.
Bu noktada MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin devletin yanında kararlı duruşu da ayrıca takdir edilmelidir. Türkiye’nin milli beka mücadelesinde en kritik anlarda gösterdiği net tavır, devlet aklının ve millî mutabakatın güçlenmesine vesile olmuştur. Cumhur İttifakı’nın ruhu, yalnızca seçim birlikteliğinden ibaret değildir; bu birliktelik, milletin bekasını esas alan bir duruşun adıdır.
Silah bırakan her örgüt mensubu, aslında milletin iradesine teslim olmuş demektir. Bu teslimiyet bir zayıflık değil, milletin kudretinin, devletin kararlılığının sonucudur. Bu süreçte Türkiye sadece bir terör belasını değil, aynı zamanda vesayet odaklarını, dış mihrakların senaryolarını ve ayrıştırıcı siyaseti de geride bırakmaktadır.
Ancak unutulmamalıdır ki, terörle mücadele yalnızca silahla verilmez. Terörün beslendiği zemini kurutmak, toplumsal dayanışmayı güçlendirmek ve özellikle genç nesilleri terör propagandasından uzak tutmak da en az güvenlik önlemleri kadar önemlidir. Bu noktada devletin sosyal, kültürel ve eğitim politikaları da sürecin devamlılığı açısından büyük bir öneme sahiptir.
Bugün tarihi bir eşikteyiz. Silahların sustuğu, fikirlerin konuştuğu, kardeşliğin hakim olduğu bir Türkiye mümkün. Yeter ki bu iradeye sahip çıkalım. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin öncülüğünde şekillenen bu yeni dönem, Türkiye’yi sadece içeride değil, uluslararası arenada da daha güçlü ve itibarlı bir konuma taşıyacaktır.
Milletimiz yorgun düştü ama asla yılmadı. Şimdi yeniden ayağa kalkma, birlik olma ve yaraları birlikte sarma zamanı. Türkiye, terörü tarihe gömerken, yeni bir toplumsal barışın ve kalkınmanın kapısını aralamaktadır.
