USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

TOPLUMSAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMANIN HARCI: ZEKÂT

Günümüz dünyasının en büyük sorunlarından biride, gelir adaletsizliğidir. Bir taraftan şatafat içinde yaşayan bir ekalliyet, diğer yanda asli ihtiyaçlarını bile karşılayamayan büyük bir ekseriyet/çoğunluk… İşte tam da bu noktada İslam’ın, sadece bireysel ibadetleri değil toplumsal düzeni de gözeten bir din olduğu görülmektedir. Bu toplumsal dengeyi sağlayan en kuvvetli araçlardan biriside şüphesiz zekâttır.

O Halde Zekât Nedir?

Zekât lügat anlamı itibariyle “artma, çoğalma, bereket ve temizlik” gibi anlamlara gelmektedir. Din dilinde ise, belirli şartlara sahip Müslümanların, mallarından yılda bir defa verdikleri, dinî bir yükümlülük olan mali bir ibadettir. Kur’an-ı Kerim’de namazla birlikte en yoğun anılan ibadet olması, onun ne denli önemli olduğunun göstergesidir. Nitekim zekât ile ilgili ayetlerden bir tanesinde şöyle buyurulmuştur: “Namazı kılın, zekâtı verin…” (Bakara Suresi, 43. Ayet)

Zekât, zenginin cimrilik hastalığından kurtulup cömertliğin hazzını ulaşması, fakirinde zengine karşı yıkıcı hasetten kurtulup onların mallarına tenezzül etmemesine vesiledir. Bu yönüyle zekât, sağlam karakterli bireylerden müteşekkil bir toplumun inşasında da büyük bir paya sahip olmaktadır.

Akl-ı Selim insanların malumudur ki, bir toplumun ayakta kalması, sadece kanunlarla değil; aynı zamanda vicdanlı bireylerle mümkündür. Zekât, bireyin vicdanını toplum lehine harekete geçiren, zenginle fakir arasında köprü kuran çok önemli sosyal bir ibadettir. Binaenaleyh zekât sadece fakiri doyurmakla kalmaz; zengini de malın kölesi olmaktan kurtarmaktadır. Keza zekât, kişinin temizlenmesine ve arınmasına, malının da bereketlenmesine vesiledir. Kur’an’ı Kerimde bu hakikat şöyle ifade edilmektedir: “Onların mallarından sadaka (zekât) al ki, bununla onları temizleyip arındırmış olasın…” (Tevbe Suresi, 103. Ayet). Bu cihetle zekât hem servetin hem de bedenin arınmasına katkı sağlamaktadır. Zira bireysel arınma, toplumsal huzurun esasıdır. Zekâtla birlikte toplumda haset, kin, nefret ve sınıf çatışmaları azalmakta; paylaşma ve dayanışma da artmaktadır.

Zekât Tekelleşmeye Engeldir

Zekâtı sadece dinî bir vazife olarak görmek eksik olur. Aynı zamanda bu ibadet, İslam ekonomisinin temel taşlarından biridir. Çünkü servetin sadece belli ellerde birikmesi, ekonomik sistemin zarar görmesine yol açar. Kur’an’ın bu konudaki uyarısı ise şöyledir: “…Bu mallar, içinizden sadece zenginler arasında dolaşan bir servet hâline gelmesin…” (Haşr Suresi, 7. Ayet)

Bu ayet, İslam’ın ekonomik anlayışının merkezinde adalet olduğunu gösterir. Zekât sayesinde servet sadece zenginin elinde değil; toplumun genelinde döner. Bu da ekonomik canlılık, sosyal denge ve huzur getirir.

Zekâtın Toplumsal Yansımaları

Düşünün ki bir toplumda, zenginler yıllık mal varlıklarının yüzde iki buçuğunu zekât olarak versinler. Bu meblağ, doğru şekilde dağıtılırsa, açlık, evsizlik ve eğitimsizlik gibi pek çok sorunu çözüme kavuşturabilir. Zekât kurumunun sağlıklı işlediği bir toplumda, sosyal devlet anlayışı güçlenir, yardımlaşma kurumsallaşır, güven duygusu artar.

Ayrıca zekât, sadece para veya altınla sınırlı değildir. Ticaret malları, hayvanlar, tarım ürünleri gibi farklı mal türlerinden de zekât verilmesi gerekir. Yani zekât, toplumun her kesimini sorumluluk altına alan kapsayıcı bir sistemdir.

Zekât Vaktinde Verilmeli

Günümüzde zekât ibadeti, sevabı daha fazla olsun diye genellikle Ramazan ayında verilmektedir. Oysa zamanı geldiğinde zekât yılın her ayı ve gününde verilebilir ve verilmelidir. Zira zekât sıradan bir yardımlaşma değil, zamanı geldiğinde verilmesi gereken farz bir ibadettir. Ayrıca zekâtın daha fazla muhtaç kişiye ulaşması ve dengeli olması için, İslam’ın ilk dönemlerde olduğu gibi bireysel çabaya bırakılmamalı; organizeli, denetimli ve etkili bir yapıya kavuşturulmalıdır.

Zekât, Sadece Vermek Değil; Hatırlamaktır

Zekât vermek, sadece bir sorumluluğu yerine getirmek değil; aynı zamanda nimetleri ve o nimetleri vereni hatırlamaktır. Sahip olduklarımızın bir sınav olduğunu ve günü geldiğinde bu sınavdan dolayı sorguya çekileceğimizi bilmektir. Son olarak zekât, komşusu açken tok olarak yatağa uzanmanın vebal olduğunu bilmektir. Yüce Allah(cc) bütün zengin müminlere infak etmeyi nasip etsin.