<div> </div> <div>Bunu duyan Beşir (r.a.) ağlayarak şöyle dedi:</div> <div>“Ey Allah’ın Resûl’ü, uzat elini, bütün bunları yapmak üzere sana biat edeyim!”[1]</div> <div>Suffe Ashâbı’ndandı. Resûlullah’a büyük bir sevgiyle bağlıydı. Resûlullah’a bir zarar gelmesinden endişe eder, yalnız olarak bir yere gittiğini görürse hemen takip ederdi.</div> <div>Kendisi anlatıyor:</div> <div>“Bir gece Resûlullah (a.s.m.) evden çıkmıştı. Ben de arkasından onu takip ettim. Bâki Mezarlığı’na gitti ve şöyle buyurdu: ‘Müminler topluluğunun yurdu! Allah’ın selamı üzerinize olsun. Muhakkak biz de size kavuşacağız. Allah’tan geldik, yine O’na döneceğiz. Siz hayırlara nail olmuş bir nesilsiniz. Birçok kötülük gelmeden önce gittiniz.’</div> <div>“Resûlullah (a.s.m.) sonra benim geldiğimi fark etti. Kim olduğumu sordu. ‘Beşir.’ dedim. ‘Allah’ın, gözünü, kalbini, kulağını İslam’a yöneltmesine razı olmaz mısın?’ buyurdu. ‘Elbette olurum, yâ Resûlallah!’ dedim. Niçin geldiğimi sordu. ‘Tehlikeli hayvanların size zarar vermesinden korktuğum için!’ dedim.”</div> <div>Beşir (r.a.), Resûlullah’ın vefatından sonra onun acısına dayanamayacağını düşünüyordu. Bu sebeple Peygamberimize, “Yâ Resûlallah, sizden önce ölmem için dua edin!” diye ricada bulundu. Resûlullah (a.s.m.), “Ben bunu Allah’tan hiç kimse için istemem!” buyurdu.[2]</div> <div> </div>