<div>Saltanatının devam etmesinin bu mektuba bağlı olduğunu hükümdar da anlamış, Resûlullah’ın mektubunu atlas bir ipeğe sarıp altından bir borunun içine koyup saklamıştı. Bu mektubun saklanmasını kendinden sonra gelenlere de vasiyet etmişti. Gerçekten de öyle oldu; mektup kaybolduğunda, bu hanedan, saltanatı kaybetti.</div> <div>Hz. Dıhye, bundan sonra da Resûlullah’ın hizmetinde bulunmaya devam etti. Peygamberimizin vefatından sonra Dört Halife zamanında Allah ve Resûlü uğrunda hizmet etmekten geri durmadı. Hz. Ebû Bekir zamanında Suriye Seferi’ne katıldı. Hz. Ömer zamanında Yermük Savaşı’nda bulundu. Çok büyük kahramanlıklar gösterdi. Şam’ın fethinden sonra oraya yerleşti. Hicret’in 50. yılında, Hz. Muâviye’nin hilafeti zamanında vefat etti.</div> <div>İmparator Herakliyus, Dıhye’den (r.a.) sonra Peygamberimize (a.s.m.) bir mektup yazdı. İtimat edilen ve “Tenûhî” ismiyle tanınan birini Resûlullah’a (a.s.m.) gönderdi ve ona şu teklifte bulundu:</div> <div>“Bu mektubu o zata götür. Sözlerini dikkatle dinle. Sana söyleyeceği üç şey hususundaki sözleri iyice aklında tut, ezberle. Bu üç şey şudur: Bana gönderdiği mektuptan bahsedecek mi? Mektubumu okuyunca geceyi hatırlayacak mı? Sırtında seni şüpheye düşürecek bir şey var mı?”</div>