<div>Ebû Akîl, münafıkların bu sataşmaları üzerine üzüldü, fakat cevap da veremedi. Bu üzüntü içinde bulunuyorken, Hz. Cebrail şu mealdeki âyet-i kerimeyi vahyetti:</div> <div>“İçlerinden gelerek sadaka veren müminleri ve güçlerinin yettiğinden fazla veremeyenleri ayıplayanları ve onlarla alay edenleri Allah maskaraya çevirir. Onlar için can yakıcı bir azap vardır!”</div> <div>Cenâb-ı Hak, Ebû Akîl’i ve diğer sahabileri müdafaa ederken, münafıkları mahcup ve perişan ediyordu.</div> <div>Peygamberimizin irtihâlinden sonra yalancı peygamber olarak boy gösterenler arasında Müseylime başı çekiyordu. Hz. Ebû Bekir hiç vakit geçirmeden, bu kendini bilmez cüretkârlara haddini bildirmek istedi. Büyük bir kuvveti Müseylime’nin üzerine gönderdi. Müseylime, Arabistan’ın doğu kısmında bulunan Yemâme’de yaşıyordu. Yemâme Savaşı’na katılan pekçok sahabi vardı. Ebû Akîl de bu mücahit ordunun içinde yer alıyordu.</div>