USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

Ebû Said el-Hudrî (r.a.)-1

Asıl ismi “Sa’d bin Mâlik” olan Ebû Said, Medineliydi. Babası Mâlik bin Sinan, Medine’de İslamiyet’in yayıldığı ilk sıralarda Müslüman olmuştu. Ebû Said o sı­ralar henüz çocuk yaştaydı. Böylece hayatı yeni anlamaya başladığı bir sırada kendisini Müslüman bir ailenin içinde buldu.

Ebû Said’in minik kalbindeki iman o kadar coşmuştu ki, Peygamberimizle birlikte bulunmak, onun feyizli sohbetini dinleyerek cennetten anlar yaşamak için gayret ediyordu. Ayrıca kendi gücüne kuvvetine bakmadan, Peygamberi­mizin işaret ettiği her hizmete koşmak için can atıyordu. Mescid-i Nebevî inşa edilirken mübarek mabede o da taş taşıyordu.

Bedir Savaşı’na katılmayı o kadar arzu etmesine rağmen yaşının küçüklüğün­den dolayı kabul edilmemişti. Uhud Savaşı için ordu hazırlandığında da 13 ya­şındaydı. İçine artık iyice cihat aşkının ateşi düşmüştü. Epeyce savaş eğitimi yapmıştı. Kendi boyu kadar da olsa, kılıç taşıyıp müşriklerin karşısına dikilece­ğinden emindi. Kendisine güveniyordu. Uhud Savaşı’na katılmak için babasın­dan ricada bulundu. O da elinden tutarak Peygamberimize götürdü. Sonrasını kendisi şöyle anlatır:

“Uhud Harbi’ne katılmak üzere, babam elimden tutarak beni Re­sû­lul­lah’a (a.s.m.) götürdüğü zaman 13 yaşında idim. Re­sû­lul­lah ile karşılaştığımızda, harbe katılmak isteğimi bildirdi. Babam, “Kemikleri iridir.” diyerek, harbe katıl­mam için gerekçeler gösterdiği hâlde, yaşımın küçüklüğünü sebebiyle Re­sû­lul­lah kabul etmedi.”[1]