<div> </div> <div> “Ey Rabb’im! Önüme bir Bedir daha aç, tâ ki kusurumu affettireyim, borcumu ödeyeyim!”</div> <div>Bu duygular içinde bir gün Resûlullah’ın huzuruna çıktı, “Yâ Resûlallah, müşriklerle yaptığınız ilk muharebede hazır bulunamadım. Eğer Allah beni müşriklerle karşılaştıracak olursa, onlara ne yapacağımı Allah bilir!” diyordu.</div> <div>Nihayet Enes bin Nadr’a (r.a.) gün doğmuştu. Allah ona Uhud kapılarını açmıştı. Sevincine diyecek yoktu. Düşmana karşı nasıl mücadele vereceğinin hesaplarını yapıyordu. “Bu İslam düşmanlarına fırsat vermemeli, genç İslam fidanı kestirilmemeli.” diyordu, “İcabında biz kesilmeliyiz, ama bu fidan kesilmemeli. Hepimiz onun için varız!”</div> <div>Gerçi bu sözleri onun dilinden kimse duymamıştı. Ama onun hâli bunlardan daha yüce manaları ifade ediyordu.</div>