<h1> </h1> <div>Bu bahtiyar insanlar, Peygamberimizin yanından ayrılırken şöyle dediler:</div> <div>“Bizim kavmimiz hem birbirlerine hem de başkalarına düşmanlık ediyorlar. Umulur ki, Allah onları senin sayende bir araya toplar. Biz hemen dönüp onları da İslamiyet’e davet edecek, kabul ettiğimiz şeyleri onlara da anlatacağız. Eğer Allah onları bu din üzere toplarsa, senden daha aziz, senden daha şerefli kimse olmaz!”</div> <div>Sonra da Resûlullah’tan izin alarak ayrıldılar. Bu mübarek sahabiler, Medine’de canla başla tebliğ vazifesinde bulundular, birçok kimsenin İslam’la müşerref olmasına vesile oldular. Bir yıl sonraki hac mevsiminde de 12 kişilik bir heyetle Akabe’de Peygamberimizle buluştular. Peygamberimizin isteği üzere, hiçbir şeyi Allah’a ortak koşmayacaklarına, hırsızlık etmeyeceklerine, çocuklarını öldürmeyeceklerine, iftirada bulunmayacaklarına, hiçbir hayırlı işe muhalefet etmeyeceklerine dair Resûlullah’a söz verdiler. Bir müddet sohbet ettikten sonra da Resûlullah’tan izin alarak oradan ayrıldılar. Peygamberimiz de, İslamiyet’i öğretmesi için büyük sahabi Mus’ab bin Umeyr’i (r.a.) onlarla Medine’ye gönderdi.</div>