USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

Baharın Nazlı Hâlleri: Güneşle Isınan, Yağmurla Serinleyen Günler

Takvimler baharı gösterdiğinden beri şehir bambaşka bir renge büründü. Doğa, uzun süren kışın ardından yeniden nefes almaya başladı. Ağaçlar tomurcuklandı, toprağın kokusu değişti, havadaki serinlik yerini tatlı bir melteme bıraktı. Ancak bu mevsimin en belirgin özelliği hiç şüphesiz onun değişken ruh hâli.

Sabah pencereden baktığınızda güneş gülümseyerek “günaydın” derken, öğle saatlerine doğru gri bulutlar gökyüzünü kaplayıveriyor. Ardından nazlı bir yağmur başlıyor. Ne şiddetli ne de ürkütücü... Tam tersine, şiir gibi yağan bir yağmur. Sanki doğa, içini döküyor gibi. Sonra bir bakmışsınız, gökyüzü yeniden açılıyor, güneş sanki hiçbir şey olmamış gibi tüm ihtişamıyla parlamaya devam ediyor.

Bu inişli çıkışlı hava hâli sadece doğada değil, insan ruhunda da kendini gösteriyor. Bir an içimiz kıpır kıpır olurken, bir sonraki an cam kenarında dalgınlaşabiliyoruz. Belki de bahar, bize hem umut etmeyi hem de durup beklemeyi öğretiyor. Güneşi görünce sevinmeyi, yağmurda ıslanmayı göze almayı...

Diyarbakır’ın taş sokaklarında gezerken birden bastıran yağmurun serinliğiyle ürperiyor, ardından gelen güneşle içimizi ısıtıyoruz. Bahar, tam da böyle bir mevsim işte... Ne tam bir mutluluk, ne de hüzün. Ama her haliyle gerçek, her haliyle büyüleyici.

Bazen doğaya kulak vermek gerek. Güneşiyle, yağmuruyla, esintisiyle bize bir şeyler anlatmaya çalışıyor olabilir. Belki de bu mevsimin en güzel yanı, bize hayatın da tıpkı bahar gibi inişli çıkışlı olduğunu hatırlatmasıdır.