USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

Yapay Zekâ Çağında Veri Güvenliği: Yeni Tehditler ve Alınması Gereken Önlemler

Dijitalleşmenin hızla ilerlediği günümüzde, yapay zekâ (YZ) teknolojileri hayatımızın her alanına entegre olmuş durumda. Sağlıktan eğitime, tarımdan savunmaya kadar pek çok sektörde devrim yaratan bu teknolojiler, aynı zamanda veri güvenliği açısından da yeni riskleri beraberinde getiriyor.

YZ sistemlerinin en büyük besin kaynağı: veridir. Bu veriler; kullanıcı davranışlarından alışkanlıklara, finansal bilgilerden biyometrik verilere kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. Ancak, veri işleme kapasitesinin artması, beraberinde kötü niyetli kullanımların da önünü açıyor.

Özellikle "deepfake" teknolojileri, kişisel verilerin kötüye kullanılmasının en çarpıcı örneklerinden biri haline geldi. Bir kişinin görüntüsü veya sesi, gerçeğinden ayırt edilemeyecek şekilde taklit edilebiliyor. Bu durum hem bireysel gizlilik hem de kamu güvenliği açısından ciddi riskler doğuruyor.

Peki bu tehditlere karşı ne yapmalıyız?

Öncelikle, kurumlar ve bireyler olarak dijital farkındalığımızı artırmalıyız. Kullandığımız her platformun gizlilik politikalarını dikkatle okumalı, kişisel verilerimizi paylaşırken iki kez düşünmeliyiz.

İkinci olarak, devletlerin ve uluslararası kuruluşların, YZ teknolojilerinin etik ve güvenli kullanımını düzenleyen yasal çerçeveler oluşturması şart. Avrupa Birliği'nin "Yapay Zekâ Yasası" bu alanda atılmış önemli adımlardan biri olarak öne çıkıyor.

Son olarak, yerli ve milli yazılım geliştirme politikaları da artık bir tercih değil, zorunluluk haline gelmiştir. Kritik altyapıların dışa bağımlı yazılımlarla çalışması, ulusal güvenlik açısından büyük bir açık yaratmaktadır.

Yapay zekâ çağında verinin değeri altından daha yüksek olabilir. Ancak unutmamalıyız ki, kontrolsüz güç tehlike getirir. Teknolojiyi akılcı kullanmak, onu şekillendiren insanların sorumluluğundadır.