Diyarbakır Güneşin Başkenti oldu

Diyarbakır bu yaz, adeta güneşin başkenti oldu. Termometreler haftalardır 40 derecenin üzerine çıkıyor, gölge bile nefes aldırmıyor. İnsan, sabah erken saatlerde bile dışarı adım attığında, sıcaklığın duvar gibi yüzüne çarptığını hissediyor. Sokaklarda yürüyenlerin adımları hızlı, bakışları gölge arayışında…

Bu topraklar sıcakla tanışık. Ancak bu yılın farkı, sıcaklığın hem uzun süreli hem de alışılmışın biraz üzerinde olması. Gündüz kavruluyoruz, akşamları ise serinlik yerine hâlâ ılık bir rüzgâr karşılıyor bizi. Diyarbakır’ın taş evleri, dar sokakları ve avlulu yapıları, asırlardır bu sıcaklarla baş etmenin yollarını öğretiyor olsa da, beton binaların gölgesinde yaşayan yeni şehir sakinleri için durum pek de kolay değil.

Ama takvim ilerliyor. Ağustos’un son günleri, yazın en dirençli anlarıdır. Eylül’le birlikte güneşin sertliği kırılır, sabahlar serin nefesler üflemeye başlar. Sonbahar, Diyarbakır’da başka bir renktir. Bağbozumu zamanı gelir, narlar kızarır, incir dallarda olgunlaşır. Güneş hâlâ güçlüdür ama yakıcı değil, sokaklar ise yeniden nefes almaya başlar.

Bu sıcak yazın ardından gelecek serin sonbahar, sadece havayı değil, insanın ruhunu da ferahlatır. Şimdi tek yapmamız gereken, birkaç hafta daha sabretmek. Çünkü Diyarbakır, yakında kavurucu sıcağın ardından altın sarısı sonbaharın huzuruna kavuşacak.