<div>Yaz mevsimi tüm sıcaklığıyla üzerimize çökmüşken, şehirlerde bir yandan koşuşturmaca devam ediyor. Betonların arasında sığınacak bir gölge, içilecek bir bardak soğuk su ya da esen hafif bir rüzgar, günün kahramanı olabiliyor.</div> <div>Sabahın erken saatlerinde işe yetişmeye çalışan bir işçi, çocuğuyla parka giden bir anne, okul telaşını yaz kurslarıyla sürdüren bir genç... Hepsi başka bir hikâyeyi yaşarken, ortak bir sıcaklığı paylaşıyorlar. Herkesin sıcağı farklı, ama dayanma biçimi benzer.</div> <div>Kimi gölgede soluklanıyor, kimi çınar ağacının altında serinliyor. Kimileri ise sıcağa aldırış etmeden hayatın yükünü sırtında taşımaya devam ediyor. Onlar için mevsim fark etmiyor, hayat aynı mücadeleyi her şartta istiyor.</div> <div>Bazen de insan sadece durmak, nefes almak istiyor. Sessizce bir pencere kenarında oturmak, gökyüzüne bakmak, güneşin altında ışıldayan toz zerrelerini izlemek bile bir huzur sebebi. Gölge sadece serinlik değil, bazen kaçış, bazen düşünce, bazen de içsel bir sığınak oluyor.</div> <div>Hayat, gölgedeki ayrıntılarda gizli aslında. Kimi zaman bir limonata bardağında, kimi zaman mahalle bakkalının kapı önüne koyduğu sandalyede... Büyük mutluluklar beklerken, küçük gölgeleri ıskalıyoruz.</div> <div>Bu yaz, belki de gölgeye oturup biraz durmalı. Koşturmaktan yorulmuş zihnimizi serin bir düşünceyle dinlendirmeli. Çünkü bazen bir ağacın altına sığınmak, hayatı yeniden anlamak için yeter de artar bile.</div>