<div>İnsanın taşıdığı en hassas yüklerden biri güvendir. Çünkü güven, büyük laflarla kurulmaz; küçük davranışlarla, tutarlı adımlarla, sessizce birikir. Ama kırılması için bazen tek bir cümle, tek bir davranış yeter.</div> <div>Güven, insan ilişkilerinin görünmez harcıdır. Dostlukta da böyledir, aşkta da, iş hayatında da…Birine güvenmek, kendi kalbini avucunun içine verip “Bunu kırma” demektir aslında. Bu yüzden ihanet ağır, yalan yakıcı, sözünü tutmamak yıpratıcıdır.</div> <div>Bugünlerde insanlar birbirine kolayca gülemiyor. Çünkü herkes bir şeylere kırılmış, herkes bir yerinden yaralı. Kimse kolay kolay kalbini açamıyor, kimse kolay kolay “tamam, sana inanıyorum” diyemiyor.Belki de bu yüzden ilişkiler kısa, dostluklar yüzeysel, sohbetler bile güvenlik duvarlarıyla dolu.</div> <div>Oysa güven, kaybolduğunda sadece insanlar arasında değil, insanın kendi içinde de bir boşluk oluşur.Kendine bile şu soruyu sormaya başlarsın: “Ben mi yanıldım, yoksa o mu değişti?”</div> <div>Ama tüm kırgınlıklara rağmen güvenmekten vazgeçmemek gerekir. Çünkü insan, güvendiğinde güzelleşir. Dostluk derinleşir, sevgi akar, hayat daha taşınabilir hale gelir.</div> <div>Elbette her kapıyı açmak gerekmiyor. Ama doğru insana açılan kapı, bütün karanlıkları aydınlatacak kadar güçlü olabilir.</div> <div>Çünkü bazen bir insanın hayata yeniden bağlanması, sadece bir “Sana güveniyorum” cümlesiyle mümkün olur.</div>