?>

Unuttuğumuz Teşekkürler

MÜSLÜM ARSLAN

4 hafta önce

Eskiden insanlar birbirine daha çok “teşekkür ederim” derdi.
Bir ekmeği uzatana, bir kapıyı açana, bir bardak çay getiren garsona…Şimdi sanki teşekkür etmek, bir şey borçlanmak gibi geliyor çoğumuza.Oysa teşekkür, sadece bir kelime değil; insan olmanın inceliğidir.
Diyarbakır’da büyürken, sokakta oynayan çocuklara su uzatan komşu teyzeler olurdu.Her yudumdan sonra çocuklar, içten bir gülümsemeyle “sağ ol teyze” derdi.Bugün aynı sokağa baksanız, çoğu çocuk başını bile kaldırmadan geçiyor.Ne “sağ ol” var, ne de o gönül sıcaklığı…Zaman değişti belki ama nezaketin zamanı hiç geçmemeliydi.
Bazen bir “teşekkür ederim” cümlesi, günün en güzel anına dönüşebilir.Marketteki kasiyere, otobüs şoförüne, kapımızı çalan postacıya…Kimse bizden büyük jestler beklemiyor, sadece bir insanlık izi arıyor.Ve o iz, işte o küçük kelimelerde saklı.
Belki de toplum olarak yeniden başlamamız gereken yer, büyük sözler değil; küçük teşekkürlerdir.Çünkü nezaket bulaşıcıdır.Bir teşekkür, başka birini de gülümsetir.Bir gülümseme, başka bir kalbi ısıtır.Ve belki fark etmeden, hepimizin içini biraz güzelleştirir.
YAZARIN DİĞER YAZILARI