Çok zor durumda kalan Câbir (r.a.) bir çare bulma ümidiyle bir seferinde Peygamberimize geldi:
“Ey Allah’ın Resûl’ü, babam Uhud’da şehit düştü. Büyük miktarda da borç bıraktı. Alacaklılar sıkıştırıyorlar. Yardım ediniz de borcun bir kısmı gelecek seneye kalsın…”
Peygamberimiz, Hz. Câbir’in teklifini kabul etti. Ertesi gün hazırlığa başladı. Kâinatın Efendisi, hanesini teşrif edecekti. Hanımına da tembih ederek, “Bize Resûlullah gelecek, sakın onu rahatsız etmeyelim!” dedi.
Ertesi sabah Peygamberimiz, Hz. Câbir’in evine gitti. Ev sahibi bir koyun kesti. Peygamberimiz, Hz. Ebû Bekir ve bazı sahabilerle Hz. Câbir’in davetinde bulundular. Daha sonra Peygamberimiz, alacaklıları çağırmasını söyledi. Hz. Câbir onları çağırmaya gitti. Hanımı Peygamberimizi görünce perde gerisinden, “Yâ Resûlallah, bana ve kocama dua et.” diye niyazda bulundu. Peygamberimiz de, “Allah seni ve kocanı mağfiret etsin.” diyerek en hayırlı duayı yaptı.
Bu arada olup bitenler “Mektûbât”ta şöyle anlatılır:
“Câbir, pederinin asıl malını guremaya [alacaklılara] verdi. Kabul etmediler. Hâlbuki bağındaki meyveleri kaç senede deynine [borcuna] kâfi gelmeyecek. Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etti: ‘Bağın meyvelerini koparınız, harman ediniz.’ Öyle yaptılar. Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm harman içinde gezdi, dua etti. Sonra Câbir harmandan pederinin bütün guremasının borçlarını verdikten sonra yine bir senede bağdan gelen mahsulat kadar harmanda kaldı. Bir rivayette, bütün guremaya verdiği kadar kaldı. O hadiseden borç sahipleri Yahudiler çok taaccüp edip hayrette kaldılar.”[2]
Hz. Câbir daha sonra hanımının Peygamberimizin duasını istediğini duyunca ona, “Ben sana Peygamberimizi rahatsız etmemeni söylememiş miydim?!” diye çıkıştı. Hanımı da, “Resûl-i Ekrem benim evime gelir de, ben ondan bana ve kocama dua etmesini nasıl istemem?! Biz zaten Resûl-i Ekrem’in himmet ve yardımı ile borcumuzdan kurtulduk,” diye cevap verdi.
Bedir ve Uhud’da bulunamamanın üzüntüsünü her zaman hisseden Câbir, babasının vefatından sonra hiçbir sefer ve gazadan geri kalmadı ve Resûlullah ile (a.s.m.) birlikte 19 gazaya iştirak etti.