?>

Ebû Zer el-Gıfârî (r.a.)-8

7 yıl önce

 

Bir öğle vakti idi… Gözcü, “Ufukta bir adam tek başına bu tarafa doğru geli­yor!” dedi. Re­sû­lul­lah, “Ebû Zer mi acaba? Onun olmasını isterdim!” buyur­du.
Sahabe toplanmış, tek başına yaklaşmakta olan şahsı seyre dalmıştı. Bazıları, “Vallahi odur, Ebû Zer’dir!” dediler.
Gerçekten gelen, Ebû Zer’di. Devesinin yürüyecek takati kalmayınca, onu bı­rakmış, yükünü sırtına yüklemişti. Tek başına aç susuz yollara koyulmuştu. Nihayet bin bir güçlükle İslam ordusuna yetişmişti. Re­sû­lul­lah, Ebû Zer’i görün­ce sevindi ve “Allah, Ebû Zer’e rahmet etsin. O yalnız başına yürür, yalnız başına yaşar, yalnız başına ölür.” buyurdu.[5]
Ebû Zer, bitkin bir vaziyetteydi. Re­sû­lul­lah onu şu dua ile taltif etti:
“Ey Ebû Zer! Bana gelip kavuşuncaya kadar attığın her adımına karşılık, Al­lah senin bir günahını bağışlasın.”
Ebû Zer’in yükünü sırtından indirip susuzluğunu giderdiler.
YAZARIN DİĞER YAZILARI