Hz. Erkam’ın İslam güneşinin yayılmasına mesken olan mübarek evi, daha sonra evlatlarına intikal etti ve onlar da bu manevi mirası muhafaza ederek satmadılar. Hicret’in 140. senesine kadar, hacca gelen Müslümanlar, Safa ile Merve arasında sa’y yaparlarken bu mübarek haneyi de görürler ve burasının sahne olduğu mübarek, tarihî hadiseleri hatırlayarak imanları ve şevkleri daha da artardı.
Halife Mansur, bu evi mirasçılarından satın alarak devlete mal etmiş, ancak Halife Mehdî zamanında yapılan tamiratta evin asıl hüviyeti kaybolmuştu. Böylece bu mübarek ev daha sonraki nesillere intikal etmedi.
Elbette ki İslamiyet’te taş topraktan yapılmış maddi eşyaya bizatihi hürmet bahis mevzuu değildir. Ancak bu mübarek ev, orada toplanan ve İslam davası uğruna bin bir türlü çile ve ıstıraba katlanan Hz. Peygamber (a.s.m.) ve Ashâbının mücahedelerini hatırlamaya vesile olması itibarıyla mühim bir kıymeti haizdi ve hürmete şayandı.
Allah, bu mesut evin sahibi Abdullah bin Erkam’a rahmetler yağdırsın!